HayrettinKaraman.net Site Ana Sayfasına Geçiş Facebook Sayfasına Geçiş Twitter Sayfasına Geçiş instagram Sayfasına Geçiş YouTube Sayfasına Geçiş
Siteden rastgele bir sayfa seçer. Hafızadaki önceki sayfaya döner Hafızadaki sonraki sayfaya döner
 


Orman arazisi8

Osmanlı idaresinde çıkan ve İslam Hukukuna uygun bulunan arazi kanunnamesi toprakları kısımlara ayırarak tanıtırken "ölü (mevat) ve kamu yararına terkedilmiş (metrûke)" isimli iki toprak çeşidinden söz ediyor. Orman arazisi "metrûke" çeşidine girer; bu topraklar bütün halkın yararlanması için ayırılmış ve özel mülkiyete geçirilmesi yasaklanmıştır. Bu topraklara hile yoluyla sahip olmak için mesela ormanı yakmak büyük bir suçtur ve günahtır. Ormanı yakan, söken, yok eden kimse ona sahip olma emeline ulaşamaz ve caydırıcı ceza görmesi gerekir. İşe yaramaz hale gelmiş sahipsiz toprakları ise yeniden işe yarar hale getiren (ihya eden) ona malik olur. Buraya kadar mesela sayın Haluk Şahin gibi ülkesini seven yazarlarımıza katılıyorum. Ancak meclisten geçen ve orman arazisi olma niteliğini kaybetmiş, fiilen işgal edilmiş ve büyük bir kısmına da yaklaşık 400 bin bina yapılmış toprakların zilyedlerine satılması konusuna gelince, kanun değişikliğine karşı çıkan yazarlara katılmıyorum. Onların itirazları şu gerekçelere dayanıyor:
"Anayasa değişikliği 367 oyu bulup geçerse, Türkiye'nin vahşice talan edilmesi, çirkinleştirilmesi, doğasının yok edilmesi sürecinde korkunç bir adım daha atılmış olacaktır."
Bunu hiçbir vatandaş istemez, ancak kanun değişikliği böyle bir sonucu hem amaçlamıyor, hem de buna kapı açmıyor. Olup bitmiş, kangren haline gelmiş, bunca sivil ve askeri iktidarlara rağmen çare bulunanamış (mesela zilyedlerinden alınarak binaları yıkılmamış, tekrar ormanlaştırılmamış) konuya çözüm getiriyor; bu çözümün bundan sonra da orman yakmaya ve tarla açmaya vesile olmaması için kesin tedbirler alınmış ve alınıyor.
"Birdenbire tüm ülkeyi saran orman yangınlarına rağmen konunun uzmanlarının önemli buldukları şu sorular yeterince sorulmadı ve yanıtlanmadı: İstanbul'un Sultanbeyli, Çavuşbaşı ve Gebze; Antalya'nın Kepez, Bursa'nın sanayi sitesi vb. yerlerdeki ormanlar kimler tarafından nasıl yok edilmiş ve işgal edilerek böyle yapılaştırılabilmiştir?
6831 sayılı Orman Kanunu'nun 14, 15 ve 17. maddelerine açıkça aykırı olan bu gibi eylemleri gerçekleştirenler için bugüne değin aynı yasanın cezalandırıcı yaptırımları neden uygulanmamıştır; şimdi bu arazilerin para karşılığında da olsa işgalcilere verilmesi; dahası devredilmesi, terk edilmesi ve kiralanması bu işgalcilerin paralı olanlarının affedilmesi anlamına gelmeyecek midir ve bu da Anayasamızın 169. maddesinde yer verilen 'Orman suçları için genel ve özel af çıkarılamaz' hükmüne açıkça aykırı bir işlem değil midir? Ülkemizde ormanların yok edilip yerlerinin tarım alanı ve yerleşme yerlerine dönüştürülmesi olup bitmiş ya da durmuş bir süreç midir?"
Madem yeterince tartışılmamış deniyor9 tartışalım:
1. Orman yangınları her yıl olandan daha fazla değil, ayrıca kanun orman yakanı affetmiyor ve kimseye yaktığı ormanın üzerine konma hakkı vermiyor.
2. Sayılan yerlerdeki eski orman arazilerini yıllarca önce kimlerin nasıl işgal ettiklerini tespit etmek mümkün değildir. Bu topraklar bugün, ilk işgal edenlerin ellerinde de değildir; defalarca el değiştirmiş, satın alanlar tarafından kullanılmış, üzerine bina yapılmış, devlet bunlardan vergi almış, elektrik ve su verilmiş, diğer belediye hizmetleri götürülmüştür.
3. İlk işgalcileri hangi iktidar ve bürokrasi cezalandırmamış ise onların yakasına yapışmak gerekir. Bugün yapılan, asıl işgalcileri ve orman tahripçilerini affetmek değil, ormanlıkla alakası kalmamış toprakları zilyedlerinden satın alan ama bir türlü de tapu alamadıkları için mağdur olan suçsuzları, hak etmedikleri cezadan kurtarmak, tasarruflarını meşru hale getirmek ve bu arada devletin hakkını, toprakların maddi bedelini onlardan alıp kamu yararına harcamaktır.
4. Yapılan değişiklik (3. madde), 31.12.1981 tarihinden önce orman niteliğini yitirmiş arazilerin satışını öngörmektedir. Şu halde "olmuş, bitmiş, durmuş bir süreç" söz konusudur, daha sonraki tahribata bir taviz verilmiş ve verilecek değildir.
5. Devletin bu iş sonucunda önemli bir gelir elde edeceği de açıktır. Bazı muhaliflerin, başka konuları istismar ederek asıl "iktidarı rahatlatacak bu geliri" engelleme amacına yönelmeleri ihtimali de akla gelmiyor değildir.



8 Yeni Şafak, 01.08.2003
9 Bence tartışıldı ve izlediğim tv programlarında başta sayın Bakan olmak üzere ilgililer bu sorulara doyurucu cevaplar verdiler.



Buradaki iki mavi çizgi arası içerik site editörünce konulmuştur ve rastgele çıkmaktadır. İçeriğini onayladığımız anlamına gelmez, dikkatli davranın.

  Şu anda sayfası gösterilen kitap.
Bu Kitapta:
Önceki Başlık
Sonraki Başlık
İçindekiler
Site Sayfaları
Ana Sayfa
Hakkında
Makaleleri
Kitapları
Soru Konuları
Soru Listesi
Hayrettin Karaman`ın Sohbetleri
Şiirleri
Bestelenmiş ve Seslendirilmiş Şiirleri
Bütün site içeriğinin genel kelime indeksi.
Sitede Arama
Hayrettin Karaman'ın Siteye Son Eklenen Yazıları
E-posta
Siteyi Link ve Kaynak Gösterimi
m.HayrettinKaraman.net Mobil-Metin Versiyonu Hakkında

Facebook Sayfası:

Bulunduğunuz Sayfayı:



Sayfa başına gider Siteden rastgele bir sayfa seçer. Hafızadaki önceki sayfaya döner Hafızadaki sonraki sayfaya döner
   
Bu Kitapta: Önceki Başlık Sonraki Başlık İçindekiler