HayrettinKaraman.net Site Ana Sayfasına Geçiş Facebook Sayfasına Geçiş Twitter Sayfasına Geçiş instagram Sayfasına Geçiş YouTube Sayfasına Geçiş
Siteden rastgele bir sayfa seçer. Hafızadaki önceki sayfaya döner Hafızadaki sonraki sayfaya döner
 


Çelişkiler, yanlışlar
Türkiye'de "laik demokratik hukuk devleti" sistemi uygulanıyor, daha doğrusu uygulandığı söyleniyor, ama sık sık da yanlışlar yapılıyor, çelişkiler sergileniyor. Vaktiyle bir devlet başkanı konuşmalarında âyetler okur, bunları kendi anlayışına göre yorumlar ve aldıkları kararların, yaptıkları uygulamaların İslâm'a da uygun olduğunu, dolayısıyla meşrû bulunduğunu, itâat edilmesi gerekiğini ileri sürerdi. Son örneklerden biri İlâhiyat Fakültelerine de sıçratılan başörtüsü yasağına uymanın dînin gereği olduğu iddiasında görüldü. Bu iddiayı dile getirenler şöyle diyorlar: Bu devlet dîne hizmet ediyor, şu hâlde bizim (müslümanların demek istiyorlar) devletidir, Kur'an'a göre "Bizim olan devlete itâat farzdır", şu hâlde devletin başörtüsü yasağına da itâat etmek İslâm'a göre farzdır.
Deve , "nerem eğri" diye sorunca verilen cevabı biliyoruz: Neren doğru ki! Bu iddia ve kıyasın da doğrultmakla düzelmeyecek kadar çok eğrisi ve çelişkisi var:
1. Laik devlet belli bir dine hizmet etmez. Ülkenin iç ve dış güvenliğini sağlar, bu güvenlik içinde dinli dinini, dinsiz de dinsizliğini yaşar; eğer bu "yaşama imkânı vermeyi" bir hizmet sayıyorlarsa ifadeleri şöyle olmalıdır: "Devlet dindara da dinsize de hizmet ediyor...". Kaldı ki, Türkiye'de devletin, daha doğrusu devleti, bazan millete rağmen idare edenlerin dindara özgürlük verdiğini, dinini yaşamasını engellemediğini söylemek de o kadar kolay değildir. Öyle olsaydı İlâhiyatlarda, İmam Hatiplerde olanlar olmazdı.
2. Laik hukuk devletlerinde meşrûiyetin dayanağı din değil, millet irâdesidir. Bu irâdeyi temsil eden makam karar alır, kanun çıkarır ve buna itâat edilmesini ister, müeyyideler koyar ve itâatı temin eder. Vatandaşların dînî ve vicdanî kanâatlerine ters düşen kanun ve kararlar da çıkarılır, yönetilenler bunlara da uymak mecbûriyetinde kalırlar. Bu uyma (itâat) inanca, vicdana değil, cebre, zora, çâresizliğe dayanır. Hâkîm bir devlet yönetiminden beklenen, çıkardığı kanunların, aldığı kararların, insanları "inançlarıyla bu kanunlar arasında bir seçim yapma" mecbûriyetinde bırakmamasıdır, din ve vicdanları zorda bırakan kararların -zorunluluk bulunmadıkça- alınmamasıdır.
3. Laik hukuk devleti yalnız bir dîne mensup olanların (meselâ yalnız müslümanların) devleti değildir; bu devletlerde vatandaşlık tanımlanır ve bu tanıma girenlerin tamamı devletin eşit vatandaşı olur; yani TC. Devleti müslümanların olduğu kadar İslâm karşıtlarının, hattâ düşmanlarının da devleti olabilir.
4. Atıf yapılan âyette "Allah'a, O'nun elçisine ve sizden olan yöneticilere itâat edin" buyuruluyor (Nisa: 4/59). Yöneticinin emri, Allah ve Resulü'nün (s.a.v.) emri ile çatışır ve çelişirse "yine de yöneticiye itâat edin" denmiyor; bu takdirde yöneticiye itâati de dîne dayandırmak düz mantığın bile kabûl edemeyeceği bir çelişkidir. Dîne aykırı olan emir ve kanunlara itâatın dayanağı din değildir, hukuktur, millî irâdedir.
5. M.Ü. İlâhiyat Fakültesindeki öğretim üyelerinin ve öğrencilerin kâhir ekseriyeti (yüzde doksan dokuzu) "başörtüsünün bağlayıcı bir Allah emri" olduğu inanç ve kanâatindedirler. Aksini iddia edenler araştırma yapabilirler. Bu kanâatte olan öğrenciler devletin "başınızı açın" emri ile karşılaşınca "açmama kararı" almışlardır. Ancak öğrencilerin yine kahir ekseriyetinin buna ek bir kararları daha vardır: "Mücadeleyi Hukuk ve meşrûiyet içinde kalarak, demokrasinin araçlarını kullanarak yürütmek." Onlar büyüklerinden, hukûkî/siyasî temsilcilerinden bu probleme bir çözüm getirmelerini beklemektedirler. Çözüm de son derecede basittir: YÖK kıyâfetle ilgili yönetmeliğini (kararını) değiştirecek, kanuna uygun olarak kılık kıyâfeti serbest bırakacaktır. YÖK bunu -dine dayandırarak değil- insan hak ve özgürlüklerinin bir gereği olarak yaptığı takdirde laikliğe aykırı olmayacağı için kimse de ona "Niçin böyle yaptın? diyemiyecektir. Diyen olursa onlar da kâle alınmayacak, evrensel hukuka ve millî irâdeye öncelik verilmiş olacaktır.


 


Buradaki iki mavi çizgi arası içerik site editörünce konulmuştur ve rastgele çıkmaktadır. İçeriğini onayladığımız anlamına gelmez, dikkatli davranın.

  Şu anda sayfası gösterilen kitap.
Bu Kitapta:
Önceki Makale
Sonraki Makale
İçindekiler
Site Sayfaları
Ana Sayfa
Hakkında
Makaleleri
Kitapları
Soru Konuları
Soru Listesi
Hayrettin Karaman`ın Sohbetleri
Şiirleri
Bestelenmiş ve Seslendirilmiş Şiirleri
Bütün site içeriğinin genel kelime indeksi.
Sitede Arama
Hayrettin Karaman'ın Siteye Son Eklenen Yazıları
E-posta
Siteyi Link ve Kaynak Gösterimi
m.HayrettinKaraman.net Mobil-Metin Versiyonu Hakkında

Facebook Sayfası:

Bulunduğunuz Sayfayı:



Sayfa başına gider Siteden rastgele bir sayfa seçer. Hafızadaki önceki sayfaya döner Hafızadaki sonraki sayfaya döner
   
Bu Kitapta: Önceki Makale Sonraki Makale İçindekiler