Sünnet Geçen senelerde Konya'ya gitmiştim, gece işlek bir caddenin kaldırımında yürüyordum, önümde de ortanın üstünde yaşlı bir çift yürüyordu. Kadın siyah çarşaflı idi, erkek de yün örgüden takke, cüppeye benzer bir pardesü ve şalvar giymişti. Tabii sakalı da vardı. Bu kıyafetin Konya örfünde yadırganacak bir tarafı yoktu ve bunlar dahil birçok müslüman bu kıyafeti sünnet bilerek; yani Hz. Peygamber (s.a.) in ve ailesinin kıyafetine uygun olan budur kanaatiyle kullanıyordu. Bu -sünnet ise- sünnetin dışı idi, bu kıyafeti kullananların, sünnetin içini; yani Sevgili Peygamberimiz'in ahlakını da örnek aldıklarını düşünmemiz tabii idi. Bir müddet onlar önde, ben arkada aynı istikamette yürüdük, sonra erkek karısını elinden tutarak yolun karşısına geçmek istedi. Bu sırada kendilerine doğru bir taksi hızla gelmekte idi, kadın direndi, erkek zorladı, sonunda kadın elini kurtardı, erkek yürüdü, taksi acı bir fren yaparak ve yolun karşı tarafına (karşıdan gelen arabaların yoluna) kırarak adama çarpmayı güçlükle ve kılpayı kalarak önledi. Bu sırada yol boşalmış olduğu için kadın sağa sola baktı ve sakin bir şekilde karşıya geçti, kocası kendi yaptığını düşünecek yerde karısına doğru dönmüş bağırıyordu. Kadın karşı tarafa varır varmaz kocası başına iki defa vurdu ve ağza alınmayacak küfürler etti; sebebi de kadının onunla beraber tehlikeye atılmaması, yolun uygun hale gelmesini beklemesi idi. Hadise beni üzdü, böyle birçok insanımızın bulunduğunu düşündüm. Bunlar sünnetin -veya sünnet telakki edilen örf ve adetin- dışa ve şekle ait olanını büyük bir titizlikle uygularlar, buna nafile ibadetleri (namaz, oruç, umre vb.) de katarlar. Sünnetin içine, İnsan-ı Kâmil'in örnek ahlakına ve hayat tarzına gelince, burada nefsin ve menfaatin peşine düşerler; bencildirler, merhametsizdirler, kabadırlar, despotturlar, iç dünyalarında sevgi yerine öfke ve nefret hakimdir... Böyleleri yüzünden, henüz yeterince islâmîleşmemiş insanlar, sünnetin sembolü haline gelmiş bulunan sakal, sarık, cüppe gibi kıyafetlerden ve bunları giyenlerden nefret eder, hatta belki -İslâm bu ise diyerek- İslâmdan da uzaklaşırlar. Sakal, sarık, çarşaf gibi sünnet bilinen kıyafetleri -bu mânâda sünnetin dışını- kullananlara büyük bir sorumluluk düşmektedir; çünkü böyleleri ince ve ileri derecede müslüman sanılmaktadırlar, İslâm onların şahıslarında görülmekte ve değerlendirilmektedir, dinimizi sevdirme veya ondan uzaklaştırma konusunda kendileri önemli bir rol üslenmiş durumdadırlar. İçi sopa, dışı insan kıyafetinden ibaret korkuluk olmak yerine, dışı gibi içi de İnsan-ı Kamil'in örnekliğini temsil eden insanlar olmak için gayret göstermelidirler, göstermeliyiz.
Buradaki iki mavi çizgi arası içerik site editörünce konulmuştur ve rastgele çıkmaktadır. İçeriğini onayladığımız anlamına gelmez, dikkatli davranın.
|