HayrettinKaraman.net Site Ana Sayfasına Geçiş Facebook Sayfasına Geçiş Twitter Sayfasına Geçiş instagram Sayfasına Geçiş YouTube Sayfasına Geçiş
Siteden rastgele bir sayfa seçer. Hafızadaki önceki sayfaya döner Hafızadaki sonraki sayfaya döner
 


Şirk, Helal Et ve Gayr-i Müslim Kadınlar

Öncelikle size ulaşabildiğim için Rabbim'e şükürler olsun. Hocam size önce konuyu baştan anlatmaya çalışayım. Bundan takriben 1 sene önce eşimle bir arkadaş aracılığı ile tanıştık. Evlenmeden önce bir konu üzerinde (şu anki konu da aynı) epey araştırma yaptık. Hocam konu kısaca şöyle:
Eşim kesinlikle et yemiyor ve bunun haram olduğunu söylüyor ve buna inanıyor. Tamam dedim, bakalım, beraber başladık araştırmaya...
Ve takıldığımız konu hep aynı yer oldu. . Ona göre şu an yaşadığımız toplum çok karışık, insanlar bilerek ya da bilmeyerek şirk içindeler bu yüzden toplumu şirk toplumu kabul ediyor bundan dolayı kesen adam müslüman olmadığı için yemenin haram olduğuna inanıyor. Ayrıca bayanlara da aynı gözle baktığından bayanlarla aynı ortamda abdest almıyor. Sebebini sorduğumda o insanı tanımadığını, nasıl biri olduğunu bilmediğini ve Allah'ın mümin kadınlara, şirk koşan ya da kafir bayanlara karşı da örtünmelerini gerekli kıldığını söylüyor. Delili doğru ama gene tanımlamada takılıyoruz. Ben ise: Tamam toplum hakikaten karışık, iman ettiğini söyleyenlerin hepsi gerçekten neye iman ettiklerini bilmiyorlar, insanların bazıları bilmeyerek şirke düşüyorlar. Bundan dolayı ben bu insanları cahil olarak görüyorum Çünkü adam çıkıp açıkça İslamı inkar etmiyor, ben de elhamdülillah müslümanım diyor, Allah'ı seviyorum diyor. Ama toplumla ilgili genel bir şey demem gerekirse bu insanlara müslüman tavrı gösteririm ve et yerken de bismillah derim ve yerim, yiyorum da.
Bilmiyorum hocam ben İslam'ı bu şekilde öğrendim belki hatalıyımdır ama bana diğeri nasıl desem, çok acımasız geliyor.
Bunlar cahil diyelim ve bu şekilde görelim, diyorum; Yunus suresindeki ayeti "işte onlar zalimlerdir ama insanlar bilmiyor" ayetini söylüyor. Ya diyorum oradaki "bilmiyorlar" o anlamdaki bilmeme değil; dönüp gene takılıyoruz bu konuda.
Sonra bu konuyu şöyle kapatmıştık o zaman; "Bak" dedim "ben senin düşüncene yanlış demiyorum, seni takvalı da buluyorum ve sana hiç bir şeyi zorlamıyorum da yemen için. ( Hatta onun yemesi için kurban kestim). Ama ben senin gibi düşünmüyorum bu şekilde düşünüyorum ve bu şekilde amel ediyorum. Ve bunun hesabını ben vereceğim Rabbime. Kim doğru, kim yanlış; onun tartışmasını yapmıyorum; sen o şekilde amel et, ben de bu şekilde. Ve evliliğimiz bu şekilde devam etsin."
Sonra şimdi geldik bu zamana, ara ara bu konuları konuşuyorduk ama ne zaman konuşsak hep aynı yerde yorumdan dolayı takılıyorduk.
Sonra eşim kendi kendine düşündüğünde -bana göre bunlar vesvese eşime göre vicdan- şunları söylüyormuş:
1-) Sen bildiğinle amel etmiyorsun. Ve senin o eşle kalman yanlış.
2-) Allah'a bunun hesabını nasıl vereceksin?
3-) Eşin böyle yapmakla şirk koşuyor.
4-) İslam için senin ayrılman gerekli.
5-) Sen yemiyorsun ve senin sebeplerin var, o kocan olduğundan dolayı mı ona cevaz veriyorsun...gibi yüzlerce şeyler hocam. Sonra başlıyor hüngür hüngür ağlamaya.
6-) Eşinin delilleri var, o şekilde hesap verecek ya sen kendi delillerine aykırı yaşıyorsun, sen nasıl hesap vereceksin? Seni seviyorum ama seninle kalmam benim için bir imtihan, kalırsam günahkar olurum vs.
Hocam ben mi yanlış yapıyorum . . Yani insanları o şekilde tanımlamak bana yanlış geliyor. O zaman hangi bir insana bakacağız ki! Bu hayat bu kadar zor olmamalı, İslam hayatı bu kadar zorlaştırmaz diye düşünüyorum. Çünkü insanların geneli müslümanım diyor, her ne kadar yaşamasa da; o zaman o şekilde davranmalıyız diye düşünüyorum.
Eşimin bana sunduğu delillere gelince;
Malum ayetler ama ayetin birindeki ifadeyi yani "sizin kestikleriniz müstesna" ifadesini yani bizden müslüman olanlar diye yorumluyor. Aslında "siz"de sorunumuz yok ama o siz kim deyince gene aynı yerde kalıyoruz.
Sonra Peygamberimizin bu konu ile ilgili bir hadisi var. Peygamberimize gelip bu konu ile ilgili sorduklarında Peygamberimiz Allah'ın adını anarak yiyin diyor. Bunun için de açıklaması şöyle: O gittikleri topluluklar yeni İslam'a girmiş, İslam'ı kabul etmişlerdi. (Yani müslümanlardı.)
Başka bir hadiste de yine aynı şekilde olan Mecusilerin olduğu yerde araştırıp yememizi tavsiye ediyor. O konuda da bu toplum (yaşadığımız) da o toplum gibi diyor.
Ve buna benzer hadis ve ayetler.
Aslında Hocam, hadis ve ayetlerde sorunumuz yok, ben de aynılarını kabul ediyorum, ama nedense o farklı ben farklı şekilde yorumluyoruz. Takılıp kalıyoruz. Herhalde farklı İslâmî eğitimlerden geçmemizden kaynaklanıyor.
İşte bundan dolay sizinle de bu konuda konuşmak istiyorum, eşimle beraber. Çünkü hem ilminizin hem de tecrübenizin hayırlı olacağına inanıyorum. Ve şundan dolayı kalbim inanın çok rahat, hayırla başladığına inandığım evliliğime ben elimden gelen her şeyi yaptım ve yapıyorum da.
Sizden de gösterdiğiniz cana yakınlık ve sıcaklık için teşekkür ediyorum.
Allah razı olsun.

Cevap:

Bu soruyu da olduğu gibi -imlasına bile fazla müdahale etmeden- naklettim. Çünkü okuyucularımın, içinde yaşadığımız toplumun problemlerini yakından öğrenmelerinde fayda görüyorum.
Soruya göre meselenin düğüm noktasını, bugün Türkiye'de yaşayan ve dini sorulduğu zaman "müslümanım" diye cevap veren, az veya çok İslâmî pratiği (ameli) de olan kimselerin bazı hatalı söz ve davranışlarından dolay şirke düşüp düşmedikleri oluşturmaktadır. Soruyu soran kardeşimizin genç karısına göre "...şu an yaşadığımız toplum çok karışık, insanlar bilerek ya da bilmeyerek şirk içindeler, bundan dolayı hayvan kesen adam müslüman olmadığı için et yemek haram oluyor. Ayrıca bayanlara da aynı gözle baktığından bayanlarla aynı ortamda abdest almıyor. Kocası sebebini sorduğunda, "o insanı tanımadığını, nasıl biri olduğunu bilmediğini ve Allah'ın mümin kadınlara, şirk koşan ya da kafir bayanlara karşı da örtünmelerini emrettiğini" söylüyor."
Dinsizler ile putperestlerin veya bâtıl (Ehl-i Kitab'ın dinleri gibi, şimdi bozulmuş bile olsa aslı Allah'tan gelmiş olan dinlerden başka) bir dine inananların kestikleri hayvanları müslümanlar yemezler; burası doğrudur. Ehl-i Kitab'ın kendi dinlerine göre öldürüp yedikleri -domuz gibi türü müslümanlara haram olmayan- hayvanları yemek ise müslümanlara helaldir (Mâide: 5/5). Ehl-i Kitab'ın Allah ve peygamber inancı müslümanlarınkinden farklıdır; Allah'ın sıfatları ile ilgili yanlış, batıl inançları vardır, ancak kurban veya etlik keserken -sıfatlar hakkında yanlış inanç ve bilgi sahibi de olsalar- Allah'ın adını zikrederler, putperest olmadıklar için Allah'tan başka bir tanrının (putun) adını anmazlar; kestiklerinin yenmesi için işte bu yeterli görülmüştür (Azîmâbâdî, Ebû Dâvûd şerhi, V, 12). İnandıkları başka bir tanrının veya putun adını anmamak şartıyla, ya henüz alışmadıkları veya unuttuklar için Allah'ın adını anmayı unutanlara, ihmal edenlere (böyle yapmış olmaları ihtimali bulunanlara) gelince bunların kestiklerini yerken "yiyenlerin besmele çekmeleri" istenmiştir (Ebû Dâvûd, Udhiyye, 18 vd.).
Bu genç hanımın yanıldığı nokta ise kesin olarak mümin olduğunu bilmediği kimseleri "şirke düşmüş, bir Allah'a kulluk ve ibadet ilkesinden ayrılmış" olarak kabul etmesidir. Bu çok önemli bir hata, büyük bir kötü zan ve günahtır. İnsanların inançları hakkında hüküm verirken dayanacağımız delil, onların beyanları (ifadeleri) ve dışa vuran, açıkta görülen ve bilinen davranışlarıdır. "Biz dıştan bilinen ve görülene göre hükmederiz, insanların içini Allah bilir" ifadesi bu konuda düsturdur. Bir savaşta, iman ettim dediği halde öldürdüğü bir kişi ile ilgili olarak hesaba çekilen sahabe, "Korkudan, canını kurtarmak için la ilahe illallah" dedi, ben de bu sebeple onu öldürdüm" cevabını verince Peygamberimiz, "Kalbini yarıp da içini mi gördün; ya Rabbî, onun yaptığından berîyim, beni sorumlu tutma'" buyurmuşlardır. İnsanları şirke düşürüp düşürmediği şüpheli olan söz ve davranışlarla ilgili olarak da İslamî kural şudur: "İmanına, müslüman olmasına ve böyle kalmasına delalet eden tarafa ağırlık verilir; yüzde doksan dokuz küfür, yüzde bir iman ihtimali bulunsa imanına hükmedilir".
Şu halde Türkiye'de yaşayan ve müslüman olduğu bilinen, müslümanım diyen, küfre ve şirke düştüğü kesin olarak bilinmeyen her insanı mümin, müslüman, tevhid ehli olarak kabul etmek durumundayız; aksi halde müminlere karşı kötü zan beslemiş, günaha girmiş oluruz.
Müslüman olamayan kadınların yanında tesettürün nasıl olacağı konusuna gelince:
Nur sûresinin 31. âyetinde mümin kadınların, kimlerin yanında ziynet (kapatılması gereken) yerlerini açabilecekleri açıklanırken "kadınlar..." ifadesi de geçmektedir. Bunu bazı tefsirciler "müslüman kadınlar kastediliyor, diğerlerinin yanında açılamazlar" şeklinde anlamışlarsa da daha sağlam ve tutarlı olan yorum "bütün kadınlar aynıdır, kadın kadından örtünmez" şeklinde olandır (Ebû Bekir İbnu'l-Arabî, Ahkâmu'l-Kur'an, , s. 1372).
Genç kızımızın bir yanlışı da farklı yorum, ictihad ve mezheplere göre hareket eden müminler arasındaki ilişki ile ilgilidir. Kocasına, "Sen böyle düşündükçe, böyle anlayan ve yorumlayan hocalara uydukça ben seninle yaşayamam, senden boşanmam gerekir; çünkü sen de şirke düşüyorsun" demesi yanlıştır. Muteber bir alime, mezhebe göre hareket eden kimse mümindir, doğru yoldadır, insan İslam'dan çıkarmayacak ölçüde farklı mezheplere (İslam mezheplerine) mensup müminler arasında evlenmek, evli kalmak caizdir.
Mektubun ifadesi, genç kızımızın, ileri derecede vehim ve vesvese hastalığına tutulmuş olması ihtimalini de akla getiriyor. Bu sebeple bir uzmana başvurulmasını ayrıca tavsiye ediyorum.



Buradaki iki mavi çizgi arası içerik site editörünce konulmuştur ve rastgele çıkmaktadır. İçeriğini onayladığımız anlamına gelmez, dikkatli davranın.

  Şu anda sayfası gösterilen kitap.
Bu Kitapta:
Önceki Başlık
Sonraki Başlık
İçindekiler
Kelime İndeksi
Site Sayfaları
Ana Sayfa
Hakkında
Makaleleri
Kitapları
Soru Konuları
Soru Listesi
Hayrettin Karaman`ın Sohbetleri
Şiirleri
Bestelenmiş ve Seslendirilmiş Şiirleri
Bütün site içeriğinin genel kelime indeksi.
Sitede Arama
Hayrettin Karaman'ın Siteye Son Eklenen Yazıları
E-posta
Siteyi Link ve Kaynak Gösterimi
m.HayrettinKaraman.net Mobil-Metin Versiyonu Hakkında

Facebook Sayfası:

Bulunduğunuz Sayfayı:



Sayfa başına gider Siteden rastgele bir sayfa seçer. Hafızadaki önceki sayfaya döner Hafızadaki sonraki sayfaya döner
   
Bu Kitapta: Önceki Başlık Sonraki Başlık İçindekiler Kelime İndeksi