HayrettinKaraman.net Site Ana Sayfasına Geçiş Facebook Sayfasına Geçiş Twitter Sayfasına Geçiş instagram Sayfasına Geçiş YouTube Sayfasına Geçiş
Siteden rastgele bir sayfa seçer. Hafızadaki önceki sayfaya döner Hafızadaki sonraki sayfaya döner
 


Ramazan (28)
Ramazan Kültürü
Ramazan bir ibâdet ayıdır, bu ayı çeşitli ibâdetlerle geçiren müslümanlar ülkelere, bölgelere ve alt kültürlere göre değişiklik gösteren Ramazan kültürleri de oluşturmuşlardır.
Osmanlı döneminde Ramazan'ın, edebiyat, sanat, günlük hayat, mutfak, eğlence hayatını etkilediği ve bu alanlara damgasını vurduğu bilinmektedir. Osmanlı Ramazan kültürü bütün boyutlarıyla alındığında ancak kitaplara sığacak hacımdadır. Ramazan'a mahsus ekmekler, başta güllâç olmak üzere tatlılar, iftar sofrasını süsleyen iftariyeler, büyüklerin konaklarında verilen diş kiralı ziyafetler dillere destandır. Minarelerde mahyalar kurulur, kandiller yakılır, hattâ uçurulurdu. Daha ziyade gece bekçileri davul çalarak ve mâni söyleyerek halkı sahura uyandırırlardı.
Yeni Câmî direk ister
Söylemeye yürek ister
Benim karnım toktur amma
Arkadaşım börek ister
Kabilinden zarif mâniler defterler dolduracak kadar zengindir. Belli bir zamandan itibaren iftar ve imsak topları da meşhur olmuştur. Benin çocukluğumun geçtiği Çorum'da önce fişek atılır, hemen arkasından top gürlerdi. Biz çocuklar bu ilânı büyük bir merakla ve bıkmadan her akşam bekler ve izlerdik. Sesi güzel müezzinler şehrin uygun câmîlerinden, zikir, salavât, dua gibi metinlerden oluşan ve adına "temcîd" denilen metinleri okuyarak da halkı sahur için uyandırırlardı. Bu o kadar yaygın hale gelmişti ki, sahur yerine temcid, sahurda yenilen pilava da temcid pilavı denir olmuştu.
İstanbul birçok şeyin olduğu gibi en zengin Ramazan kültürünün de merkezi idi. Burada yapılan belli câmîlerin avlularında sergiler ve Direklerarası gezintileri hâlâ anlatılır. Sergilerde, çeşitli ülkelerden getirilmiş baharat, şeker, şekerleme, tesbih, ağızlık gibi şeyler sergilenir ve satılırdı. Şehzadebaşındaki Direklerarasında, ikindi ile akşam arasında, çoğu yaya bazıları arabalı genç kadın ve erkekler bir aşağı bir yukarı gezinti yaparlardı. Akşam ezanından önce Ayasofya ve Eyüp câmîlerine gelenler burada, türbedarların verdikleri su ile iftar ederler, akşam namazını kıldıktan sonra çevredeki aşçı dükkanlarından birine giderek yemek yerlerdi.
Çağdaş hayat, şartları değiştirdi, yeni şartlarda yeni Ramazan kültürü unsurları bulunup hayata geçirilebilirdi, fakat bu yapılamadı, eskiler eksik gedik tekrarlanıyor. Bugünün müslümanları hocalar kadar sanatçılara da muhtaç durumdadırlar; edebiyat, mûsikî, eğlendirici gösteri ve oyunlar, giyim kuşam biçimi (moda) alanlarında yetişmiş sanatçılarımız çoğaldıkça ve halkımızın dîne yönelişi, din eğitimi yoğunlaştıkça yeni Ramazan kültürleri de oluşacaktır.


 


Buradaki iki mavi çizgi arası içerik site editörünce konulmuştur ve rastgele çıkmaktadır. İçeriğini onayladığımız anlamına gelmez, dikkatli davranın.

  Şu anda sayfası gösterilen kitap.
Bu Kitapta:
Önceki Başlık
Sonraki Başlık
İçindekiler
Site Sayfaları
Ana Sayfa
Hakkında
Makaleleri
Kitapları
Soru Konuları
Soru Listesi
Hayrettin Karaman`ın Sohbetleri
Şiirleri
Bestelenmiş ve Seslendirilmiş Şiirleri
Bütün site içeriğinin genel kelime indeksi.
Sitede Arama
Hayrettin Karaman'ın Siteye Son Eklenen Yazıları
E-posta
Siteyi Link ve Kaynak Gösterimi
m.HayrettinKaraman.net Mobil-Metin Versiyonu Hakkında

Facebook Sayfası:

Bulunduğunuz Sayfayı:


 
Sayfa başına gider Siteden rastgele bir sayfa seçer. Hafızadaki önceki sayfaya döner Hafızadaki sonraki sayfaya döner
   
Bu Kitapta: Önceki Başlık Sonraki Başlık İçindekiler