HayrettinKaraman.net Site Ana Sayfasına Geçiş Facebook Sayfasına Geçiş Twitter Sayfasına Geçiş instagram Sayfasına Geçiş YouTube Sayfasına Geçiş
Siteden rastgele bir sayfa seçer. Hafızadaki önceki sayfaya döner Hafızadaki sonraki sayfaya döner
 


Devlet ve rejim: Devlet gemisi

Bir toprağın İslam vatanı (dâru'l-islam) olması Müslümanlar tarafından fethedilmesi ile gerçekleşir. Bir kere İslam vatanı olmuş bir yerin tekrar “küfür ve harb ülkesi”ne dönüşmesi mümkün müdür ve mümkün ise bu hangi şartlarda olur? Bu konu tartışılmış, farklı içtihadlar ortaya çıkmıştır. Bir başka yazıda açıklayacağımızda görülecektir ki, Hanefî müctehidlerine göre Türkiye İslam vatanıdır.

Bu konuda farklı bir içtihada sahip olan ve “rejim değişirse (bütünüyle şeriatın uygulanması ortadan kalkarsa) ülke İslam ülkesi olmaktan çıkar” diyenlere göre de durumu düzeltmek için yapılacak hareketin “fitneye sebep olmaması” gerekiyor. Fitne ise devletin diğer unsurlarına önemli zarar veren eylemlerdir. Şu halde bir ülkede rejim İslam'a aykırı olarak değişmiş olsa bile devletin diğer unsurlarını (halkı, toprağı, kamu düzenini, bağımsızlığı...) korumak yine Müslümanların vazifesi oluyor.

Maksadı daha açık ve anlaşılır bir şekilde ifade edebilmek için devleti bir gemiye benzetebiliriz. Geminin kendisi toprak unsuru (vatan), yolcuları insan unsuru (halk, millet, ümmet), mülkiyet ve idaresinin yalnızca içindekilere ait bulunması unsuru istiklal (bağımsızlık), kaptan ve yardımcılarının seyir planı ve rotası ise rejimdir, yönetim biçimidir. Geminin seyri, yolcularının çoğunluğunun isteği doğrultusunda olur, diğerleri de buna müdahale etmezlerse mesele yoktur. Ya yolcular iki veya daha fazla guruba ayrılır, her biri rotaya müdahale etmeye kalkışırsa yahut da bir azınlık hileye veya güce dayanarak geminin yönetimini ele geçirirse birden fazla mesele var demektir.

Yolcuların gruplara ayrılıp yönetimi ele geçirebilmek için aralarında mücadele etmeleri geminin yapısına ve istiklaline zarar vermedikçe normal karşılanabilir. Mücadele gemiye zarar verecek boyutlara vardığında bütün grupların ellerini çenelerine koyup düşünmeleri gerekir. Fahr-i Kâinat (s.a.) Efendimizin, gemi benzetmesini de ihtiva eden bir hadisi konumuza ışık tutmaktadır. Şöyle buyuruyorlar: “Allah'ın koyduğu sınırları (hukuku, düzeni) koruyanlarla korumayanların misali, kura çekerek bir geminin farklı katlarına (kimileri üst kata, kimileri alt kata) yerleşen yolcu gruplarıdır. Alt katta bulunanlar, suya ihtiyaç duydukça üst kata çıkıp buradakileri rahatsız ettikleri için geminin dibinden bir delik açarak su ihtiyaçlarını buradan karşılayalım dediklerinde, üst kattakiler bunlara mani olurlarsa hepsi (bu arada gemi) kurtulurlar, engellenemezlerse tamamı batar, helak olurlar.”

Bu hikmetli benzetmeden çıkan sonuca göre devlet gemisi içinde yer alan bütün siyasî ve ideolojik grupların gemiyi gözleri gibi korumaları, devletin toprak, insan ve istiklal unsurlarına bir zarar gelmemesi için işbirliği yapmaları din, akıl ve maslahat gereğidir. Toprak, insan ve istiklal -ümmete ait bulunan- millî servet ve değerlerdir; dinin başlıca amaçları içinde işte bu değerleri korumak da vardır. Korumada önceliği yönetime verelim demek de makul değildir; çünkü gemi olmazsa yönetim de olmaz.

Yolculara (millete) rağmen geminin yönetimini ele geçiren ve dümeni istedikleri yöne kıran kaptan ve yandaşlarına karşı verilecek mücadelede de bu düstur geçerlidir; yönetim ve rejim unsuru yabancıların eline geçti diye gemi ve yolcular (toprak, insan ve istiklal) değerini yitirmez, unsur olma vasıflarını kaybetmezler; yani bu takdirde devlet, başkalarının devleti olmaz, yolcuların “yönetimi gasbedilmiş” gemisi gibi olur. Bu durum ve şartlar içinde yolculara düşen, gemilerini gözleri gibi korumak ve fırsat bulduklarında -gemiye zarar vermeden- yönetimi ele geçirmek ve gâsıpları işten uzaklaştırmaktır.

Bir de yolcuların, doğru rotada olan bir gemi bulduklarında gemilerini terk ederek ona taşınmaları seçeneği düşünülebilir. Ancak bu seçenek de -gemiyi bir daha geri almamak üzere, tamamen- terk etme niyetiyle kullanılamaz; çünkü gemi, yolcuların en değerli varlıkları arasındadır, onu başkalarına bırakma hakları yoktur.

Sonuç: Devlet gemisi (insan, toprak ve istiklal) korunacak, rejim bunlara zarar verilmeden meşrûlaştırılacaktır.

12.01.2017



Buradaki iki mavi çizgi arası içerik site editörünce konulmuştur ve rastgele çıkmaktadır. İçeriğini onayladığımız anlamına gelmez, dikkatli davranın.

  Şu anda sayfası gösterilen kitap.
Önceki Makale
Sonraki Makale
Makale Listesi
Site Sayfaları
Ana Sayfa
Hakkında
Makaleleri
Kitapları
Soru Konuları
Soru Listesi
Hayrettin Karaman`ın Sohbetleri
Şiirleri
Bestelenmiş ve Seslendirilmiş Şiirleri
Bütün site içeriğinin genel kelime indeksi.
Sitede Arama
Hayrettin Karaman'ın Siteye Son Eklenen Yazıları
E-posta
Siteyi Link ve Kaynak Gösterimi
m.HayrettinKaraman.net Mobil-Metin Versiyonu Hakkında

Facebook Sayfası:

Bulunduğunuz Sayfayı:



Sayfa başına gider Siteden rastgele bir sayfa seçer. Hafızadaki önceki sayfaya döner Hafızadaki sonraki sayfaya döner
   
Önceki Makale Sonraki Makale Makale Listesi