HayrettinKaraman.net Site Ana Sayfasına Geçiş Facebook Sayfasına Geçiş Twitter Sayfasına Geçiş instagram Sayfasına Geçiş YouTube Sayfasına Geçiş
Siteden rastgele bir sayfa seçer. Hafızadaki önceki sayfaya döner Hafızadaki sonraki sayfaya döner
 


Kimseyi camiye zorlamıyoruz

Namaz kılmayan, oruç tutmayan, içki, kumar, faiz gibi harama bulaşan ama Sünni Müslüman olduğunu söyleyen (böyle bir aileden gelen) yüzbinlerce insan var. Laik bir düzende bunları dinin emirlerini yapmaya, yasaklarından uzak durmaya zorlayamayız, hatta tavsiye bile edemeyiz. Ama bu kişiler "Bizim Sünni-İslam inancımız budur, bunu da İslam olarak tanıyacaksınız (hem normal Sünni Müslümanlar tanıyacak hem de devlet tanıyacak)" derse buna hem Sünni Müslüman birey olarak hem de laik devlet olarak itiraz hakkı sözkonusu olur:
Müslüman-Sünni bireyler olarak "İslam'ın bağlayıcı kaynakları ortada, onlara göre böyle bir Müslümanlık olmaz ve böyle bir Müslümanlık 'normal, sahih, aslına uygun Müslümanlık' olarak tanınamaz, tanıyamayız" deriz.
Laik devlet de "Benim devlet olarak din tanımlama ve tanıma yetkim olamaz. İsteyen istediğine inanır ve inandığı gibi yaşar, onun bu hakkını korurum ama ben, laik devlet olarak değerlendirme (tanıma) yapamam" der.

Bahailik, Kadıyanilik gibi yeni din iddiaları ortaya çıktığında durum ve hüküm aynıdır:

İslam devletinde bunların "hakları korunan inançlar cinsinden" olup olmadıkları belirlenir ve "kamu düzeni ve asayişin korunması" bakımından da durum müzakere edilir, sonra buna göre muameleye tabi tutulurlar. Nitekim ilgili kaynaklarda İslam dışı inançlara verilecek haklar ve gerekli kısıtlamalar konusu ele alınmış, mesela Müslümanların çoğunlukta olduğu yerleşim merkezlerinde Hristiyanların yortularında sokaklarda sesli parçalar okuyarak haç taşımalarına izin verilmemiştir.

Ayrıca İslâmî düzende cami, kilise, havra ve batıl din mabedini, eşitlemek amacıyla (veya böyle bir riske rağmen) camilerin yanlarına yapmak asla kabul edilemez, caiz görülemez, Kur'an ve Sünnet'in açık hükümlerine aykırıdır. Müslümanlar daima hakkı hak, batılı batıl olarak görmek ve değerlendirmek durumundadırlar. Hz. Ömer'in Kudüs'teki uygulaması tarihi kiliseyi koruma gerekçesine dayanır. Genel uygulama farklı dinlere ait mabedlerin farklı mekanlarda bulunmasıdır.

Laik ülkelerde de çeşitli gerekçelerle bu yeni dinlere kısıtlamalar getirilmiştir.

Alevîlik sözkonusu olduğunda onları ikiye ayırmak gerekiyor:

1. "Müslümanız, Kur'an'a ve Peygamber'e iman ediyoruz" diyen, devamlı veya aksatarak namaz kılan, camiye gelen, diğer dini vazifelerini de yapmaya çalışan Alevîler. Bu kesimin "Bizim mabedimiz cami değil, cemevidir, bizim mabedimiz olarak cemevimizi tanıyın" diyeceklerini sanmıyorum. Bu Alevîleri "asimile olmuşlar, Sünnileşmişler" diye küçümseyenler tahammülsüz, dar görüşlü ve insanları belli inançlara zorlayan takımdır.

2. Sünni Müslümanların inandıkları Kur'an'a ve Peygamber'e inanmayan, daha ziyade şifahi geleneğe dayalı bir inancı ve bu inanca uygun din hayatı tarzını tercih eden Aleviler. İşte bu kesimde "Bizim mabedimiz cami değildir, cemevidir" diyenler bulunuyor. Laik bir ülkede insanların bunu deme hakları vardır. Buna göre kendilerinin mabed dedikleri mekanları yaparlar, orada toplanırlar ve kendilerinin ibadet dedikleri şeyleri yaparlar. Onların bu haklarına itiraz eden yok, onları illa bizim gibi Müslüman olun ve camiye gelin diye zorlayan da yok. Tam aksine onlar, Sünni çoğunluğu "Bizi şöyle kabul edin" diye zorluyorlar ve farklı inanan ve düşünen Alevîleri de camiden uzaklaştırmaya zorluyorlar.

Sünni Müslümanlığı "İslam'ın Arap yorumu", kendilerine göre düzenledikleri ve adına "Alevîlik" dedikleri bir inancı da "İslam'ın Türk-Anadolu yorumu" olarak nitelemenin dini, ilmi ve tarihi gerçekliği yoktur. Arap dedikleri müminlerin başında Hz. Peygamber (s.a.), dört râşid halife ve Peygamberimiz'in övdüğü sahabe vardır. Hz. Ali, oğulları ve torunları (oniki imam) da o Araplar arasındadır. Onların İslam yorumları, kıyamete kadar gelip geçecek bütün Müslümanların İslam'ıdır. Bu İslam'da bildiğimiz ibadetler, haramlar ve helaller vardır. Buna aykırı bir İslam yorumu İslam değil, başka bir inançtır.

Kafaların bu denli karışık olduğu, yakın tarihlerde bile insanların inanç farkı yüzünden birbirine düştüğü bir sosyal ve politik ortamda huzur, düzen, kardeşçe ilişki ve dayanışma isteyenler işe nereden başlamak gerektiği konusunda keşke daha derin düşünseler ve daha geniş danışmalar yapsalar.

19.09.2013



Buradaki iki mavi çizgi arası içerik site editörünce konulmuştur ve rastgele çıkmaktadır. İçeriğini onayladığımız anlamına gelmez, dikkatli davranın.

  Şu anda sayfası gösterilen kitap.
Önceki Makale
Sonraki Makale
Makale Listesi
Site Sayfaları
Ana Sayfa
Hakkında
Makaleleri
Kitapları
Soru Konuları
Soru Listesi
Hayrettin Karaman`ın Sohbetleri
Şiirleri
Bestelenmiş ve Seslendirilmiş Şiirleri
Bütün site içeriğinin genel kelime indeksi.
Sitede Arama
Hayrettin Karaman'ın Siteye Son Eklenen Yazıları
E-posta
Siteyi Link ve Kaynak Gösterimi
m.HayrettinKaraman.net Mobil-Metin Versiyonu Hakkında

Facebook Sayfası:

Bulunduğunuz Sayfayı:



Sayfa başına gider Siteden rastgele bir sayfa seçer. Hafızadaki önceki sayfaya döner Hafızadaki sonraki sayfaya döner
   
Önceki Makale Sonraki Makale Makale Listesi