HayrettinKaraman.net Site Ana Sayfasına Geçiş Facebook Sayfasına Geçiş Twitter Sayfasına Geçiş instagram Sayfasına Geçiş YouTube Sayfasına Geçiş
Siteden rastgele bir sayfa seçer. Hafızadaki önceki sayfaya döner Hafızadaki sonraki sayfaya döner
 


Derdiniz estetik mi cami mi?

Müslüman halkın tepkisinden korkanlar açıkça camiye karşı çıkamıyorlar da yerini, şeklini, zamanını… bahane ederek yapanlara, yaptıranlara çatıyorlar gibi geliyor bana.

Niçin mi böyle geliyor bana?

Çünkü üslubun estetikle alakası yok, üslub bozuk; hakaret, tezyif, kin dolu, kaba ve çirkin. Bu kadar kaba ve çirkin konuşanların, yazanların estetikten bahsetmeleri acı bir gülümseme sebebi oluyor.

İstanbul'un her tarafı sözde göğü delen, ama aslında estetiği delen, şehrin manzarasını kirleten ucube yüksek/iri yapılarla dolarken bunların fazla sesleri çıkmıyor da şurada burada birkaç tane cami yapılmasına (topu topu koca İstanbul'da on onbeş cami yapılmak isteniyor) karşı çıkıyorlar.

Bir müslüman estetikten önce ihtiyaca bakar. Bugün Cuma ve bayram namazlarını karda kışta, sıcakta soğukta dışarılarda kılıyoruz, yer bulamayıp namazdan mahrum olanlar az değil, buna rağmen –cami ile namaz ile alakası olmayan bazılarının– camiyi çok ve gereksiz bulmaları ayrı bir münasebetsizlik.

Peygamberimizin yaptığı ilk mescid kerpiçten, hurma kütüğü, gövde ve dallarından yapılmış çok basit bir mabed idi; ama onun öyle bir 'manevi estetiği' vardı ki, giren bir daha çıkmak istemiyor; çıkan ise denizden çıkmış balık gibi oluyordu. Müslümanlar çoğalıp zenginleşince, başka kültür ve medeniyetlerle temas kurup yeni düşünce ve zevkler edinince farklı, büyük, 'güzel' camiler yaptılar, ama bir daha o 'manevi estetik' aynısıyla veya misliyle bulunamadı.

Batı'da kiliseler var, eskisi ve yenisi, hepsi birbirine benziyor. Pazar ayinlerinde bile çoğu boş, cemaati az, ama bunlar duruyor ve yenileri de yapılıyor; üstelik yalnızca dağ başlarında değil, şehirlerin en işlek, en kalabalık yerlerinde ve meydanlarında yapılmış ve yapılıyor. Bizim ise en azından Cuma ve bayramlarda camilerimiz cemaate yetmiyor, ihtiyaç var, bunun için yapılıyor ve yapılmalıdır.

Güzellik meselesine gelince 'zevkler ve renkler tartışılmaz' denmesine rağmen kıyasıya tartışılıyor. İstanbul'un yedi tepesine yapılmak istenen büyük camileri yetişkin mimarlar tasarlıyorlar; onların da bilgileri ve zevkleri var, gazete köşelerinde yazan 'korsan mimarlar' çizmeden yukarı çıkmakta sakınca görmüyor, tenkit değil, 'tu kaka' yapıyorlar.

Bence bunlara aldırmamak, ama ehli olan, iyi niyetli olan, işten anlayanlara kulak vermek, mümkün olduğu kadar ortak güzeli bulmaya çalışmak gerekiyor.

22.11.2012



Buradaki iki mavi çizgi arası içerik site editörünce konulmuştur ve rastgele çıkmaktadır. İçeriğini onayladığımız anlamına gelmez, dikkatli davranın.

  Şu anda sayfası gösterilen kitap.
Önceki Makale
Sonraki Makale
Makale Listesi
Site Sayfaları
Ana Sayfa
Hakkında
Makaleleri
Kitapları
Soru Konuları
Soru Listesi
Hayrettin Karaman`ın Sohbetleri
Şiirleri
Bestelenmiş ve Seslendirilmiş Şiirleri
Bütün site içeriğinin genel kelime indeksi.
Sitede Arama
Hayrettin Karaman'ın Siteye Son Eklenen Yazıları
E-posta
Siteyi Link ve Kaynak Gösterimi
m.HayrettinKaraman.net Mobil-Metin Versiyonu Hakkında

Facebook Sayfası:

Bulunduğunuz Sayfayı:


 
Sayfa başına gider Siteden rastgele bir sayfa seçer. Hafızadaki önceki sayfaya döner Hafızadaki sonraki sayfaya döner
   
Önceki Makale Sonraki Makale Makale Listesi