HayrettinKaraman.net Site Ana Sayfasına Geçiş Facebook Sayfasına Geçiş Twitter Sayfasına Geçiş instagram Sayfasına Geçiş YouTube Sayfasına Geçiş
Siteden rastgele bir sayfa seçer. Hafızadaki önceki sayfaya döner Hafızadaki sonraki sayfaya döner
 


Biz takıyye mi yapıyoruz?

Bir okuyucum, "cevap vermezseniz anlayışla karşılarım" notunu da koyarak soruyor:

"...öncelikle ben inançlı bir insan olarak Kur'an ve sünnette belirtilen herşeye inanıyorum. Şu an bakıldığında İslami kesim diye tarif ettiğimiz gazete, dergi, televizyonlarda Ergenekonculara ve o zihniyeti savunanlara karşı din ve vicdan özgürlüğü bağlamında Batı normları düzeyinde demokrasi üzerinden savunma yapıyoruz. Şimdi biz din ve vicdan özgürlüğünü Batı normlarında mı anlıyoruz, yani? "Dinde zorlama yoktur" kuralını, kardeşim ben inanıyorum ama içkimi içerim (günah olduğunu bile bile) dese veya içmese bile bunu savunsa veya arkadaşım bir insan istediği dini veya dinsizliği seçme özgürlüğüne sahiptir dese ben ona "Kardeşim evet" diyemem, neden? Mürtedler hakkında fıkıh kitaplarında okuduğum cezalar var. Sorun şu: Biz gerçekten samimi miyiz yoksa takiye mi yapıyoruz?"

"Ben inanıyorum ama -günah olduğunu bile bile- içkimi içerim" dese "Kardeşim, evet diyemem" örneğinden soruya cevap verelim ve bu cevap diğer örnekler için de geçerli olsun.

Takıyyeci Müslümanlar böyle olmadığını bildikleri halde -kendilerince öyle gerekli gördükleri için- inançlarını gizlerler ve "Evet, İslam'a göre de böyledir, içebilirsin" derler.

Reformcular, dinin değişmezlerini de -zamana uymak adına- değiştirmekte sakınca görmeyenler inanarak, İslam'ı böyle yorumlayarak "Evet, içebilirsin" derler.

Dini, muteber, geçerli, onanmış fıkıh usulüne göre yorumlayarak anlayan, iman eden ve uygulayan Müslümanlar böyle bir davranış ve ifade karşısında iki duruma göre cevap verir, tavır alırlar:

İslam'da hüküm nedir sorusuna cevap olarak "Sarhoş eden içki içmek haramdır, düzeni islâmî olan bir ülkede Müslümanlar, başkalarına göstererek (gizlemeden, açıkça) bu içkiyi içemezler, içerlerse uygun bir şekilde uyarılırlar, ıslah edilirler ve ceza çekerler" derler.

"İçinde yaşadığımız laik demokratik cumhuriyette Müslümanlar, açıkta içki içen ve 'kimse bana karışamaz' diyen Müslümana karşı nasıl davranırlar, ne derler?" sorusuna cevap olarak da:

"Böyle bir düzen içinde başka bir şey yapma imkanına sahip olmayan Müslümanlar, günah işleyen bir Müslümanı uyarırlar, ıslah etmeye çalışırlar, ama bundan öteye gidemezler, "mevcut düzende senin bu hakkın varsa benim de mesela kızımı, başını örterek okutma ve çalıştırma hakkım vardır, olmalıdır" derler.

Bu hal ve şart içinde Müslümanların, İslam'da hükmün ne olduğunu açıkça ifade ettikten sonra "Batı normları düzeyinde demokrasi üzerinden savunma" yapmaları, hak aramaları ne tavizdir, ne takıyyedir ne de haramdır.

Diğer iki sorunun cevabı gelecek yazıda.

27.12.2009



Buradaki iki mavi çizgi arası içerik site editörünce konulmuştur ve rastgele çıkmaktadır. İçeriğini onayladığımız anlamına gelmez, dikkatli davranın.

  Şu anda sayfası gösterilen kitap.
Önceki Makale
Sonraki Makale
Makale Listesi
Site Sayfaları
Ana Sayfa
Hakkında
Makaleleri
Kitapları
Soru Konuları
Soru Listesi
Hayrettin Karaman`ın Sohbetleri
Şiirleri
Bestelenmiş ve Seslendirilmiş Şiirleri
Bütün site içeriğinin genel kelime indeksi.
Sitede Arama
Hayrettin Karaman'ın Siteye Son Eklenen Yazıları
E-posta
Siteyi Link ve Kaynak Gösterimi
m.HayrettinKaraman.net Mobil-Metin Versiyonu Hakkında

Facebook Sayfası:

Bulunduğunuz Sayfayı:


 
Sayfa başına gider Siteden rastgele bir sayfa seçer. Hafızadaki önceki sayfaya döner Hafızadaki sonraki sayfaya döner
   
Önceki Makale Sonraki Makale Makale Listesi