HayrettinKaraman.net Site Ana Sayfasına Geçiş Facebook Sayfasına Geçiş Twitter Sayfasına Geçiş instagram Sayfasına Geçiş YouTube Sayfasına Geçiş
Siteden rastgele bir sayfa seçer. Hafızadaki önceki sayfaya döner Hafızadaki sonraki sayfaya döner
 


Demokrasi içinde güvenlik

Bir ülkede birliğin, bütünlüğün, içerde huzur ve asayişin sağlanmasını, ülkenin dış tehlikelere karşı korunmasını önemsemeyen kimse olmaz; olursa onu ya gafil veya hain saymak gerekir. Ama güvenlik kadar önemli, hatta onun da bir bakıma teminatı olan demokrasinin de korunmasını önemsemek gerekir; onu önemsemeyenlere de olumlu bakmak mümkün değildir.

Bu bağlamda tartışılan konu nedir?

"Ülkenin rejimi ve bütünlüğü tehlikede mi, değil mi?"

"Alınacak tedbirlerin içinde demokrasiyi askıya almak ve temel hakları gereğinden fazla sınırlamak var mı, yok mu?"

Tehlikeden söz edenler içinde buna inananlar da var, onu istismar ederek işini yürütmek isteyenler de var.

Tehlike yok veya olsa da çaresi/tedbiri demokrasi içinde bulunur diyenler bugün ülkede kahir ekseriyeti teşkil ediyorlar.

22 Temmuz seçiminden bu güne kadar, yukarıda bahsettiğimiz tartışmaya katılanların sayısız konuşmaları ve yazıları oldu. İlgimi çeken birkaçını aşağıya almak istiyorum:

"Özetle, 22 Temmuz seçimleri Türkiye'yi Ilımlı İslam'a dönüştürme gayretleri için bir milattır. Seçim sonuçları, moda kavramı ile, ABD çıkarları açısından bir devrim(!) olarak da tanımlanabilir. Kırgızistan'daki, Ukrayna'daki, Gürcistan'daki gibi bir devrim. Ancak, amacı Türkiye'de sosyal dokuyu değiştirmek,Türkiye'yi Ilımlı İslam'a dönüştürmek olan bir devrim. Adını koymak gerekirse, demokratik yöntemlerle gerçekleştirilmiş, zaman içinde Batı'nın Türkiye ile ilgili en ciddi yanlışı olarak tarihe geçecek, 'tutması garanti edilememiş' (!) bir 'Yeşil devrim' (Radikal, 30/7, Nejat Eslen: Emekli Tuğgeneral)"

"Yeni bir darbe ihtimal dışı değil (The Times)

"AKP önceki pek çok hükümetten daha yetkin bir yönetim sergilemiş olsa da, toplumu yavaş yavaş İslamileştirdiğine yönelik korku yersiz değil. Ordunun sokağa çıktığını düşünmek zor; ancak kadrolaşan ve cumhurbaşkanlığına göz diken AKP'ye karşı bir müdahale imkânsız da değil... Seçimler Ortadoğu'da Müslüman çoğunluğa sahip bir ülkede demokrasi adına kazanılmış bir zaferdi. Ancak bu sağduyu ve ılımlılık için de bir zafer olacak mı? Bunu henüz Türk seçmenler de bilmiyor. (24 Temmuz 2007 Radikal, Emir Tahiri)"

"Ordu Gül'ü eninde sonunda kabullenecek

"AKP'nin seçim zaferi sonrası Gül'ün yine cumhurbaşkanı adayı olması yeni gerilim yarattı. Fakat, Gül seçilirse ordunun duruma iyi tarafından bakmak dışında seçeneği yok gibi. Gül'ün bu işi iyi yapacağı da şüphe götürmez

"Ordu ve destekçilerine göre başörtüsü İslamcı militanlığın açık sembolü. Onlara göre, başörtülü bir first lady, Atatürk'ün üzerine titrediği cumhuriyet değerlerinin sonunu getirme yönünde bir adım olmakla kalmayıp İç Anadolu'dan yükselen dindar bir burjuvazinin hükmünün onaylanması anlamına da gelir. Ordu Gül'ün, cumhurbaşkanı olması halinde şimdiki katı laik cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'in anayasaya aykırı olduğu gerekçesiyle reddettiği bazı AKP yasa tasarılarını da onaylamasından endişeli. Gül seçilirse başkomutan sıfatıyla ordu içindeki ve diğer atamalarda büyük söz sahibi de olacak... Yani çok daha olası bir sonuç generallerin Gül'ün cumhurbaşkanlığına iyi tarafından bakmak zorunda kalmaları olacak. Gül'ün sicili, generallerin korkmasını gerektirecek bir şey olmadığı izlenimi veriyor. Böyle yapmaları, onların gerçekten demokrasiye inandığı anlamına gelir." (The Economist, Radikal, 16 Ağustos 2007)

'Şeriat geliyor!' diyerek

"AK Parti, 22 Temmuz 2007 seçimlerinde halkın yarısını ikna etti. Ancak ülke elitini ikna etmekte zorlanıyor. Çankaya'ya eşi türbanlı bir Cumhurbaşkanı çıkarsa laik rejim tehlikeye girecek! Gerek Tayyip Erdoğan gerekse Abdullah Gül nefeslerinin elverdiği ölçüde "korkmayın" diyorlar: 'Anayasa'nın temel ilkelerine sadık kalacağız! Bize oy vermeyenlerin de iktidarı olacağız.'

Laik kesim bu açıklamalara değil, her iki liderin 15 yıl önce "tıfıl" siyasetçiyken söylediklerine inanmak istiyorlar:

-Bunlar şeriat getirecekler! ...

Solcular bu gün de aynı geniş ufuklu yerdeler:

-Şeriat geliyor diye demokrasiyi boğazlamayın!" (Gazeteoku, 18-8, Nazım Alpman)

Ben de diyorum ki:

Asıl demokrasiyi boğazlarsanız arkasından nelerin geleceğini kestiremezsiniz!

19.08.2007



Buradaki iki mavi çizgi arası içerik site editörünce konulmuştur ve rastgele çıkmaktadır. İçeriğini onayladığımız anlamına gelmez, dikkatli davranın.

  Şu anda sayfası gösterilen kitap.
Önceki Makale
Sonraki Makale
Makale Listesi
Site Sayfaları
Ana Sayfa
Hakkında
Makaleleri
Kitapları
Soru Konuları
Soru Listesi
Hayrettin Karaman`ın Sohbetleri
Şiirleri
Bestelenmiş ve Seslendirilmiş Şiirleri
Bütün site içeriğinin genel kelime indeksi.
Sitede Arama
Hayrettin Karaman'ın Siteye Son Eklenen Yazıları
E-posta
Siteyi Link ve Kaynak Gösterimi
m.HayrettinKaraman.net Mobil-Metin Versiyonu Hakkında

Facebook Sayfası:

Bulunduğunuz Sayfayı:



Sayfa başına gider Siteden rastgele bir sayfa seçer. Hafızadaki önceki sayfaya döner Hafızadaki sonraki sayfaya döner
   
Önceki Makale Sonraki Makale Makale Listesi