HayrettinKaraman.net Site Ana Sayfasına Geçiş Facebook Sayfasına Geçiş Twitter Sayfasına Geçiş instagram Sayfasına Geçiş YouTube Sayfasına Geçiş
Siteden rastgele bir sayfa seçer. Hafızadaki önceki sayfaya döner Hafızadaki sonraki sayfaya döner
 


Din, savaş ve barış

Bana ulaşan bir mektuptan: "Hocam, yıllardır kafamdaki soruları bir türlü çözemedim. Çok temel sorular olduğu için, içimden bir ses beni sürekli isyana itmekte. Ancak bu sorular hep kafamda kaldı. Birkaç kişiye sordum, onlardan da doyurucu cevap alamadığım için çok huzursuzum.

32 yaşındayım. Muhasebecilik yapıyorum. Üniversite yıllarımda cemaat evlerinde kaldım. Fethullah Gülen Hocaefendi ve Nurcular'ın başka bir kolu olan "Kırkıncılar cemaati" (Mehmet Kırkıncı Hocaefendi); 'Radikal' diye tanımlanan insanlarla da tanıştım 'light' diye tabir edilenlerle de.

Bu arada, namazlarımı kılıyorum; beş vakit olmasa da (genelde sabah namazları hariç). Elimden geldiğince dinimi de yaşamaya çalışıyorum. Okumaya çalışıyorum. Kafamdaki sorular yüzünden bazen inancımın çok zayıfladığı zehabına kapılıyorum veya gerçekten öyle.

Size iletmek istediğim sorular şunlardır hocam:

1-Dinimizin ve diğer dinlerin temel amacı dünya ve ahiret mutluluğu olduğu halde, neden birçok kavganın temelinde dinler yatıyor. Peygamber Efendimiz İslâm'ı tebliğ ettikten hemen sonra bile onun yakın arkadaşları arasında savaş çıkmıştır.

2-İslâm'da ifrat ve tefrit ne demektir? Yaşantımızın ifrat veya tefrit olacağını nereden bileceğiz?

3-Yahudiler, Hırıstiyanlar ve biz Müslümanların kavgalarının temelinde kadim din savaşlarının yattığını biliyoruz.

Neden her şey en sonunda kavgaya dayanıyor?"

Ve bu mektuba cevabım:

İnsanın duygu ve düşünce olarak itminana kavuştuğu; şüphelerin, tereddütlerin, ruhî huzursuzlukların ortadan kalktığı; varlık, oluş ve olaylar hakkında, beşer için mümkün olan bilginin kişiye yetecek kadarının elde edilmiş bulunduğu; bu bilgi ile her şeyin yerli yerinde olduğunun idrak edildiği ruh ve zihin durumuna, "nefs-i mutmainne" diyebiliriz. Bu mertebeyi elde etmiş olanlara Allah Teâlâ "Ey imanın huzuruna kavuşmuş insan! / Sen O'ndan razı, O da senden hoşnut olarak Rabbi'ne dön. / Böylece has kullarımın arasına sen de katıl. / Cennetime gir!" buyuruyor (Fecir: 89/ 28-30).

Bu ruh hâlini ve kemâlini elde edenlerin cenneti yalnızca ebedi âlemde olmaz, dünya hayatında da -burada mümkün olacak ölçüde- cennet hayatını; yani o huzur ve itminanı yaşarlar.

Bu kemâl nasıl elde edilir?

Cihadın bir mânâsı da işte bunu elde etmeye yönelik çabalardır.

Mü'min düşünür; müşahede ve tecrübelerini değerlendirir, Allah kelâmını ve Peygamberimiz'in hayatını okur, haklarında iyi zan beslenen büyüklerin tecrübelerini öğrenir; tamamında huzuru yakalamaya muvaffak olamasa bile çeşitli ibadetleri yapmaya devam eder, önüne çıkan problemlerin çözebildiklerini çözer, çözemediklerini zamana bırakır; ama bunların da bir çözümü (bir hikmeti, bir açıklaması) olduğuna inanır. Böylece yola devam ederken bir de bakar ki kalp ve ruh huzurunu elde etmiş, manevî bakımdan rahatlamış, imân ve irfanın verdiği imkânlarla mutluluğa ermiş; bununla kalmamış etrafına da aynı ruhu yansıtır olmuş.

Bu girişten sonra, birkaç yazıda soruları sırayla cevaplandıralım:

1. Kavgaların temelinde dinler yatmıyor, böyle bir iddia veya tespitin ilmî bir delili yoktur. Savaşların, kavgaların, bölünmelerin başka sebepleri var; ama din ve ona benzer kutsallar, manevî değerler, hassasiyetler istismar ediliyor, insanları belli bir eyleme yöneltmek için kullanılıyor (Tıpkı Haçlı Seferleri'nde olduğu gibi). Nitekim çeşitli maddî nimetler de savaş ve kavga sebebidir; bundan dolayı nimetleri (arazi, su, para, enerji...) suçlamak akıl kârı olmaz. Asıl suçlanması gereken şey insanın ahlâksızlığıdır, hamlığıdır.

Hz. Peygamber'in ashabı, O, dini tebliğ ettikten hemen sonra savaşmadılar. Savaşlar, ashabın azalmasından sonra, ikinci ve daha sonraki nesillerde ortaya çıktı. Ama bunun da sebebi din değildir. Onlar farklı dinlere inandıkları için değil, farklı çıkarların peşinde oldukları için savaştılar, bu arada dini çıkarlarına alet edenler de oldu. (Devam edecek)

17.08.2007



Buradaki iki mavi çizgi arası içerik site editörünce konulmuştur ve rastgele çıkmaktadır. İçeriğini onayladığımız anlamına gelmez, dikkatli davranın.

  Şu anda sayfası gösterilen kitap.
Önceki Makale
Sonraki Makale
Makale Listesi
Site Sayfaları
Ana Sayfa
Hakkında
Makaleleri
Kitapları
Soru Konuları
Soru Listesi
Hayrettin Karaman`ın Sohbetleri
Şiirleri
Bestelenmiş ve Seslendirilmiş Şiirleri
Bütün site içeriğinin genel kelime indeksi.
Sitede Arama
Hayrettin Karaman'ın Siteye Son Eklenen Yazıları
E-posta
Siteyi Link ve Kaynak Gösterimi
m.HayrettinKaraman.net Mobil-Metin Versiyonu Hakkında

Facebook Sayfası:

Bulunduğunuz Sayfayı:



Sayfa başına gider Siteden rastgele bir sayfa seçer. Hafızadaki önceki sayfaya döner Hafızadaki sonraki sayfaya döner
   
Önceki Makale Sonraki Makale Makale Listesi