HayrettinKaraman.net Site Ana Sayfasına Geçiş Facebook Sayfasına Geçiş Twitter Sayfasına Geçiş instagram Sayfasına Geçiş YouTube Sayfasına Geçiş
Siteden rastgele bir sayfa seçer. Hafızadaki önceki sayfaya döner Hafızadaki sonraki sayfaya döner
 


50- Hocazâde:
Mustafâ b. Yûsüf (v. 893/1487); Bursa'da doğdu, babası büyük bir tâcir idi, oğlunun ilim ile iştigaline razı olmadığı için diğer çocukları refah içinde iken onu yüzüstü, kitap parası bulamayacak kadar fakir bıraktı. Bu sırada âileyi ziyâret eden bir velî (Şemsüddîn) genç Mustafâ'ya şanlı istikbalini müjdeledi ve kardeşlerinin bir gün kendisine hizmet edeceklerini söyledi, onu ilme teşvik etti. Memleketinin ulemâsından ve bilhassa Hızır Beğ'den okudu, iyi yetişti ve hocasının himmetiyle Sultan Murad ona bir medrese müderrisliği verdi, yevmiye on dirhem alıyordu, yine fakirdi. Bu arada Mevâkıf şerhini ezberledi. Hızır Beg ilmî bir müşkil karşısında Hocazâde'yi kasdederek "akl-ı selîme soralım" derdi. Fâtih tahta geçince ulemâ onun çevresinde toplandı. Hocazâde de gitmek istiyordu, fakat yol parası yoktu. Hâdiminden aldığı ödünç para ile at alarak İstanbul'a geldi ve Vezîr Mahmud Paşa tarafından Sultan'a takdîm olundu, Sultan Edirne'ye gidiyordu, bir yanında Molla Zeyrek ve Seydî Alî, bir yanında da Hocazâde vardı. At üzerinde mübahase yaptırdı, Hocazâde diğerlerini ifhâm etti ve Fâtih'in dikkatini çekti, önce Sultan hocası sonra da kadıasker oldu. Babası oğlunun ikbalini haber alınca diğer çocuklarıyla ziyaretine geldi. Hocazâde onları şehir dışında büyük bir kalabalık ile karşıladı, ziyâfette kardeşleri hizmet etti ve böylece velî Şemsüddîni'n keşfi zâhir oldu.
Hocazâde istemediği halde Mahmud Paşa'nın hasedi yüzünden kadıasker olmuş ve iftâ ile de meşgul olmuşlar. Aynı mesele birkaç kere sorulsa dahi her defasında kitaplara bakar ve şöyle derdi: "Bazen aradığımı kitaplarda bulamıyor, re'yimle fetvâ veriyorum, bu arada birkaç hal şekli düşünüyor, bunlardan birini tercih ediyorum; sonra tekrar kitaplara baktığımda düşündüğüm şekillerden her birini bir imamın benimsemiş olduğunu, tercih ettiğim görüş için de "sahih olan budur, fetvâ buna göre verilir" dendiğini gördüğüm oluyor."
Sultânın muallimi Hâce Hayruddîn ile Efdaluddîn'in bulunduğu bir mecliste Seyyid Şerîf'ten söz açılmış ve onlar Seyyid'e asla itiraz edilemiyeceğinde ittifak etmişlerdi. Hocazâde Seyyid'in de beşer olduğunu, az olmakla beraber hatalarının bulunduğunu söyledi ve itirazları üzerine ezberinden sahîfe ve satır söyleyerek isbat etti.
Eserleri: et-Tehâfüt (Fâtih'in emriyle meşhur Tehâfüt üzerine yazılmıştır), Şerhu'-hidâyeti'l-hikme, Şerhu't-Tavâlî', Hâşiye ale't-Tenqîh...(69)


69. Taşköprülüzâde, age., vr. 50-57; eş-Şevkânî, age., C. II, s. 306.


Buradaki iki mavi çizgi arası içerik site editörünce konulmuştur ve rastgele çıkmaktadır. İçeriğini onayladığımız anlamına gelmez, dikkatli davranın.

  Şu anda sayfası gösterilen kitap.
Bu Kitapta:
Önceki Başlık
Sonraki Başlık
İçindekiler
Site Sayfaları
Ana Sayfa
Hakkında
Makaleleri
Kitapları
Soru Konuları
Soru Listesi
Hayrettin Karaman`ın Sohbetleri
Şiirleri
Bestelenmiş ve Seslendirilmiş Şiirleri
Bütün site içeriğinin genel kelime indeksi.
Sitede Arama
Hayrettin Karaman'ın Siteye Son Eklenen Yazıları
E-posta
Siteyi Link ve Kaynak Gösterimi
m.HayrettinKaraman.net Mobil-Metin Versiyonu Hakkında

Facebook Sayfası:

Bulunduğunuz Sayfayı:


 
Sayfa başına gider Siteden rastgele bir sayfa seçer. Hafızadaki önceki sayfaya döner Hafızadaki sonraki sayfaya döner
   
Bu Kitapta: Önceki Başlık Sonraki Başlık İçindekiler