HayrettinKaraman.net Site Ana Sayfasına Geçiş Facebook Sayfasına Geçiş Twitter Sayfasına Geçiş instagram Sayfasına Geçiş YouTube Sayfasına Geçiş
Siteden rastgele bir sayfa seçer. Hafızadaki önceki sayfaya döner Hafızadaki sonraki sayfaya döner
 


"Özür Dileme" İstismarı

Yapıp ettikleri ve söyledikleriyle kamu oyunda destek bulamayan, aydınlara yakışmayan kışkırtmaları ve antidemokratik destek arayışları da sonuç veremeyen YÖK başkanı ile bir avuç destekçisi (bir kısım rektörler) çareyi ölçüsüz, insafsız ve edep dışı saldırıda bulacaklarını sandılar. Başbakan da oldukça yumuşak ve edep içi bir cevap verince bunu çarpıttılar, "Hava bozuluyor" cümlesinden "Ördek Hasan" anlamını çıkardılar, "Başbakan rektörlere edepsiz dedi, özür dilemesi gerekir" sonucunu yandaşları olan medya aracılığı ile ilan ettiler. İşte bu bana göre, bizim edep ve ahlakımızın gereği olan "hata edenin, edep dışına çıkanın özür dilemesi gerekir" kuralını istismar etmek buna derler, kendilerini mazlum, hakarete uğramış göstererek güçlenmek, kamu oyunu yanlarına çekmek ve başbakanı zor durumda bırakmak amacına yönelik bir taktik. Anca bu da tutmadı, kısa zamanda foyaları meydana çıktı, söyleneni değil, söylenmemişi dayanak yaparak açıklamalar yaptıkları anlaşıldı. Bu konuda başta bizim gazetenin köşe yazarları olmak üzere medyada güzel yazılar çıktı, tarafsız değerlendirmeler ve tenkitler yapıldı, bu sebeple ben de bir benzerini takrarlamayacak, yalnızca başbakanın sözlerini dikkatinize sunacağım:
"Bu ülkede üniversiteyi yönetenler şu anda en büyük siyaseti yapıyor. Bu ülkenin hükümetini en çirkin şekilde, edebe sığmayacak şekilde eleştirme yetkisini kendisinde bulan rektörler var. Ama bizim edebimiz, ama bizim aldığımız edep onlara aynı dille cevap vermeyi engelliyor."
Dikkat edilirse başbakan "bütün rektörler" demiyor, "bazı rektörler" diyor; evet bu bazı rektörlerin söyledikleri yalnızca edep, insaf ve iz'an sınırını aşmıyor, suç da teşkil ediyor; bazı davalara da konu olacağı anlaşılıyor.
Gelelim özür dileme yükümlülüğünün kime ait olduğu konusuna:
Ben yalnızca üç konu/örnek üzerinde durarak başta YÖK başkanı olmak üzere ilgililerin mağdurlardan ve halkımızdan özür dilemeleri gerektiğini düşünüyorum:
M.Ü. İlahiyat Fakültesinde öğretim üyesi olduğum zaman içinde YÖK başörtüsü yasağını uygulama kararı aldı. Yasak uygulamasının İlahiyat Fakültelerini de kapsamı içine alacağını anlayınca bu işin uzmanları olarak bir bildiri yayınlamak istedik; bildirde yalnızca "başörtüsünün dündeki yeri" konusunda bir ilmî açıklama bulunacaktı. Biz güç hal ile böyle bir yazı kaleme aldık ve açıkladık. Arkadan U.Ü. İlahiyat Fakültesi de aynı şeyi yapınca derhal soruşturma açıldı ve bildiriye katılan idareciler ile öğretim üyeleri cezalandırıldı. Tabii bu gözdağı etkisini gösterdi, artık diğer fakültelerden ses çıkmadı.
Bana birkaç defa gazetede yazmayı bırakmam ve başörtüsü yasağına karşı konuşma yapmamam söylendi; bu uyarının kaynağının YÖK başkanına kadar uzandığını biliyorum. Sonra bir sempozyumda yaptığım konuşma (başörtüsü yasağının kalkması için gerekirse Ankara'ya kadar sembolik bir yürüyüş yamayı teklif etmiştim) yüzünden hem savcılığa suç duyurusunda bulundular, hem de rektörlük olarak soruşturma açtılar.
Mevcut kanuna göre üniversitelerde kılık kıyafet serbest olduğu, kimin niçin (yani din kaynaklı mı, moda mı, kıyafet tercihi mi) örtündüğünü sorma ve dinden diyerek yasak kapsamına sokma yetkileri ve soromlulukları bulunmadığı halde başörtüsünü yasaklayarak binlerce memleket çocuğunu inim inim inlettiler.
Gazi Ünüversitesi tarafından yapılan "Gençliğin Sosyo-kültürel Profili Araştırması" nın ortaya koyduğu gerçek, Türkiye Yüksek Öğretiminin, öğrencilere göre de sınıfta kaldığını gösteriyor. YÖK'ün, yüksek öğretimin iyileşmesi ve kalitesinin yükselmesi yerine siyasi ve ideolojik konularla meşgul olduğu anlaşılıyor.
Daha neler neler var, ama yalnızca bu üç gerçek yüzünden bile YÖK sorumlularının milletten özür dilemeleri ve işi ehline bırakmaları gerekiyor.


 


Buradaki iki mavi çizgi arası içerik site editörünce konulmuştur ve rastgele çıkmaktadır. İçeriğini onayladığımız anlamına gelmez, dikkatli davranın.

  Şu anda sayfası gösterilen kitap.
Bu Kitapta:
Önceki Makale
Sonraki Makale
İçindekiler
Tarihe Göre:
Önceki Makale
Sonraki Makale
Makale Listesi
Site Sayfaları
Ana Sayfa
Hakkında
Makaleleri
Kitapları
Soru Konuları
Soru Listesi
Hayrettin Karaman`ın Sohbetleri
Şiirleri
Bestelenmiş ve Seslendirilmiş Şiirleri
Bütün site içeriğinin genel kelime indeksi.
Sitede Arama
Hayrettin Karaman'ın Siteye Son Eklenen Yazıları
E-posta
Siteyi Link ve Kaynak Gösterimi
m.HayrettinKaraman.net Mobil-Metin Versiyonu Hakkında

Facebook Sayfası:

Bulunduğunuz Sayfayı:


 
Sayfa başına gider Siteden rastgele bir sayfa seçer. Hafızadaki önceki sayfaya döner Hafızadaki sonraki sayfaya döner
   
Bu Kitapta: Önceki Makale Sonraki Makale İçindekiler Tarihe Göre: Önceki Makale Sonraki Makale Makale Listesi