HayrettinKaraman.net Site Ana Sayfasına Geçiş Facebook Sayfasına Geçiş Twitter Sayfasına Geçiş instagram Sayfasına Geçiş YouTube Sayfasına Geçiş
Siteden rastgele bir sayfa seçer. Hafızadaki önceki sayfaya döner Hafızadaki sonraki sayfaya döner
 


Irkçılık

Okuycularımızdan sayın S.Oğuz mektubunda bir cümleme şöyle itiraz ediyor: "Nisan Pazar günkü Yenişafak gazetesindeki yazınızı(Kıbrıs meselesi) okudum. Yazının 4. paragrafında yazdığınız "ayrıca bizi biz yapan iki önemli özelliğimiz var; müslümanlık ve Türklük." Burda müslümanlıktan ve Türklükten bahsediyorsunuz. Size bir sorum olacak müslümanlıkta ırkçılık varmı ki türklükten bahsediyordunuz. Ayrıca unutmayınız ki Türkiye de başka ırklardanda insanlar var. Açıkçası böyle bir şeyi sizin gibi bir yazara yakıştıramadım. Eğer sizi yanlış anladıysam lütfen bilgilendirin."
Sayın Oğuz muhtemelen kendini Türk olarak tanımlamayan insanlarımızdan biri. Toplumumuz bir tuhaf oldu; milletten söz ediyorsunuz "ümmetçiler" itiraz ediyorlar, ümmetten söz ediyorsunuz "milletçiler" tepki gösteriyorlar, Kürt diyorsunuz bazı Türkler, Türk diyorsunuz bazı Kürtler ve müslümanlar protesto ediyorlar. Öyle anlaşılıyor ki, ortada yalnızca bir ideolojik farklılaşma değil, aynı zamanda bir kavram karışıklığı da var.
Gerçeğe (vakıaya), bilime ve dine göre insanların tamamı tek bir ırka, etnik ve kültürel kökene dayanmıyorlar; inancımıza göre bir ana ve babadan türemiş olmalarına rağmen, çeşitli sebeplerle sosyal, kültürel ve etnik guruplar oluşmuş, ortaya -halk deyişiyle- yetmiş iki buçuk "millet" çıkmıştır. Kur'an dilinde bu guruplara "kavm, şu'ûb ve kabâil" deniyor. Allah, yarattığı insanları kavim, şuûb ve kabâil olarak farklı kılmasını "te'âruf" hikmetine bağlıyor. Tearuf kelimesi "irfan ve marifet" kelimeleriyle aynı kökte birleşiyor. Buna göre bir kabile, kavim, ümmet... değil, birden fazlası vardır ve bu farklılığın hikmeti, sebebi fert ve topluluk olarak insanların tanınmasını, gerektiğinde birbirinden ayırılmasını, bütün insanlığa ait kültür ve medeniyetlerin farklı renklerinin ve şekillerinin oluşmasını, Allah'ın en büyük eseri olan insanlığın bütün marifetini ortaya koymak üzere yarışmasını... sağlamaktır. Kur'an'da "millet", bir dine bağlı insan topluluğu, bir insan topluluğunu çerçevesine alması bakımından din manasında kullanılıyor. Etnik ve kültürel farklılıklar ise daha ziyade kavm kelimesiyle ifade ediliyor. Ümmet kelimesi de "bir din üzerinde birleşen, aralarında ortak inanç ve değerlerin bulunduğu, birlik ve beraberlik içinde yaşayan bireylerden oluşan topluluk" manasında kullanılıyor (Kur'an'da bu kelimenin başka manalarda da kullanıldığı olmuştur).
İnsanların farklı etnik ve kültürel aidiyetlerinin bulunduğu tabîî (yaratılış gereği) bir gerçek olduğuna göre dinin bunu reddetmesi düşünülemez. Dinin reddettiği ırkçılık (kavmiyet), kendi kavmini, bu manada milletini, dine ve evrensel değerlere göre değil de sübjektif ve hissî, değerlendirmeye göre üstün bilmek, başkalarını hor görmek ve egoizme saparak "ötekilere" zulmetmek, hak ve hukuku çiğnemektir. Eğer buna birileri milliyetçilik diyorsa, bu manada bir milliyetçilik de İslam'a aykırı düşer.
Bir fert veya topluluk kendini mesela "kürdüm, müslümanım, filan yerliyim, filan ülkenin vatandaşıyım..." diye tanımlayabilir. Kendini böyle tanımlayan bir fert ve gurup, "bizi biz yapan kürtlüğümüz ve müslümanlığımızdır" da diyebilir; evet o gurubu diğerlerinden ayıran iki önemli özellik bunlardır. Buraya kadar dine aykırı hiçbir nokta yoktur. Ama ben "Kürt, Türk, Arap, Farsî, İngiliz..." olduğum için başkalarından üstünüm, ben imtiyazlıyım..." derse İslam'a aykırı bir değerlendirme yapmış olur.
Müslüman kavimlerden biri de Türkler'dir. Bu kavim (bu manada millet) bin yıldan fazla bir zamandan beri müslümandır. Kendini tanımlarken de yalnızca "Muhammed ümmetindenim, müslümanım" dememiş, bunlara ek olarak "Karahanlı, Selçuklu, Osmanlı.." da demiştir; evet mesela Osmanlıyı başkalarından ayıran iki önemli özellik "müslümanlığı ve Osmanlı Türkü" oluşudur. Türklük gövde, müslümanlık inanç, ruh ve düşünce gibidir; böyle bir tanımlama gerçeğe de dine de uygundur. Türk'ü, Kürd'ü, Arab'ı ve diğerlerini birleştiren unsur dindir, müslümanlıktır; farklı olan özellik dine aykırı bir değerlendirmeye ve uygulamaya tabi tutulmadıkça ortada bir problem de yoktur, olmamalıdır.
İnsanın iyi bir müslüman olabilmesi için etnik aidiyetinden uzaklaşması, sıyrılması gerekmez, bu aidiyet içinde iyi bir müslüman olabilmek için başkalarıyla yarışması gerekir; bu şuur ve yarış, adı ne olursa olsun İslam'a aykırı değildir.


 


Buradaki iki mavi çizgi arası içerik site editörünce konulmuştur ve rastgele çıkmaktadır. İçeriğini onayladığımız anlamına gelmez, dikkatli davranın.

  Şu anda sayfası gösterilen kitap.
Bu Kitapta:
Önceki Makale
Sonraki Makale
İçindekiler
Tarihe Göre:
Önceki Makale
Sonraki Makale
Makale Listesi
Site Sayfaları
Ana Sayfa
Hakkında
Makaleleri
Kitapları
Soru Konuları
Soru Listesi
Hayrettin Karaman`ın Sohbetleri
Şiirleri
Bestelenmiş ve Seslendirilmiş Şiirleri
Bütün site içeriğinin genel kelime indeksi.
Sitede Arama
Hayrettin Karaman'ın Siteye Son Eklenen Yazıları
E-posta
Siteyi Link ve Kaynak Gösterimi
m.HayrettinKaraman.net Mobil-Metin Versiyonu Hakkında

Facebook Sayfası:

Bulunduğunuz Sayfayı:


 
Sayfa başına gider Siteden rastgele bir sayfa seçer. Hafızadaki önceki sayfaya döner Hafızadaki sonraki sayfaya döner
   
Bu Kitapta: Önceki Makale Sonraki Makale İçindekiler Tarihe Göre: Önceki Makale Sonraki Makale Makale Listesi