HayrettinKaraman.net Site Ana Sayfasına Geçiş Facebook Sayfasına Geçiş Twitter Sayfasına Geçiş instagram Sayfasına Geçiş YouTube Sayfasına Geçiş
Siteden rastgele bir sayfa seçer. Hafızadaki önceki sayfaya döner Hafızadaki sonraki sayfaya döner
 


İstifâ mı, emeklilik mi?
Geçen Pazar yazımın sonuna şöyle bir not koymuştum: "İlâhiyat Fakültelerinde, başörtüsü yasağını uygulamak üzere sürdürülen baskıya tahammül edemediğim için görevi bırakmaya karar verdim. Hak hukuk mücadeleme daha özgür bir statüde devam edeceğim." Öğrencilerimizin çığlığını, hassasiyeti zayıflamış kulaklara ulaştırmaya bir katkısı olur ümidiyle aldığım bu karar şu ana kadar oldukça müsbet tepkiler aldı, ıztırabımızı dindirmek için velilerimizin, sivil toplum örgütlerine, parti teşkilâtlarına, vekillerine baskı yapmaya başladıkları haberlerini alıyorum. Bütün dileğim inattan vazgeçilmesi, İlâhiyat Fakültelerinde başörtüsü yasağını uygulama emrinin durdurulması, bozulan huzurun avdet etmesi, parçalanan yürek ve zihinlerin şifa bulmasıdır.
Bu kararın etkisini azaltmakta yarar görenler "Kırk yıl resmî görev yapmış, zaten emekliliği gelmiş ve emekli olmuş, bunun tepki ile, fedakârlıkla bir alâkası yok" diyorlarmış. Değer mi, değmez mi bilmiyorum ama yine de bir açıklama yapmakta fayda görüyorum:
Ben kırk yıldan fazla resmî görev yaptığım için on beş sene önce emeklilik hakkını kazandım, on beş yıldır ne zaman görevden ayrılsam emekli olmuş olacaktım. Üniversite öğretim üyelerinin belli bir yaşa kadar çalışma hakları vardır, buna göre benim de iki buçuk yıl daha çalışma imkânım vardı, yazı notunda açıkladığım sebeple bu iki buçuk yıla kıydım ve ayrılmak için emeklilik dilekçesi verdim, istifâ dilekçesi de yazsam fiilî sonucu emeklilik olacaktır. Burada önemli olan husûs, daha iki buçuk yıl varken hem maaşımın eksilmesini, hem de çok sevdiğim öğrencilerimden ve fakültemden ayrılmayı göze almış olmamdır. Ayrıca ben bunu yaparken dostun düşmanın takdirini kazanmayı da hedeflemedim, hedefim Üniversite öğretim üyeliğinin haysiyetine dikkat çekmek ve İlâhiyat fakültelerinde başörtüsü yasağını uygulama kararını durdurma faâliyetine bir katkıda bulunmaktır.
"Görevde kalarak mücadele etse daha iyi olmaz mı idi?" diyenler de bir açıklamayı hak ediyorlar: Bugün üniversitede kalmanın bedeli, haksızlık ve baskılar karşısında susmaktır, hukuka, insan haklarına, ilim adamının haysiyetine aykırı tasarruflara boyun eğmek, hattâ kısmen katkıda bulunmaktır; bu yüce kurumlar bu hâle getirilmiştir. Marmara Üniversitesi'nin rektörü emri tebliğ etmek üzere fakültemize geldiğinde, istifâ eden dekanımız, "Efendim bu kararı uygularsak birçok hoca istifâ eder, hâdiseler olur, Fakülte kapanabilir..." demiş ve şu cevabı almıştır: "Biz her şeyi göze aldık!"
Yeni dekana gazeteciler bu konuyu sorduklarında şöyle diyor: "Biz kanun yapmayız, kanunu ilgili kurum yapar biz de uygularız". Eski öğrencimizden bunun yerine şunu demesini beklerdik: "Her kanun, karar, yönetmelik hukuka uygun olmaz, bu karar da öyledir, ben bunu en az zarar vererek uygulamaya çalışacağım ama aynı zamanda kaldırılması için de mücadele vereceğim veya yapılan mücadeleleri gönülden destekliyorum..."
İlâhiyat tahsili yapmış bulunan dekana şunu hatırlatmada yarar görüyorum: Başörtüsü yasağı dîne de hukuka da aykırıdır. 1. Dîne aykırıdır; çünkü aksine yorumlar, ictihadlar (!) varsa bunları herkese dayatmak, belli bir yorumu bütün müslümanların benimsemesini istemek, bunun için yaptırım uygulamak dîne aykırıdır. Asırlar boyunca farklı ictihadlar karşısında müslümanlar birbirlerine hoşgörülü davranmışlar, biri diğerini kendi ictihad ve mezhebine tâbî olmaya zorlamamıştır. 2. Hukuka aykırıdır; çünkü inancı gereği örtünen veya açılan bir kimseyi aksi davranışa zorlamak hem laikliğe hem de din özgürlüğüne ters düşer. Yökün, hattâ meclisin karar ve kanunu bulunsa da uygulama -mutlak mânâda- meşrû olamaz. Kaldı ki ortada bir kanun yoktur, zorlama yorumlar ve uydurma yönetmelikler vardır.
Allah'a şükürler olsun ki içimizden, "Ben böyle haksız bir kararın uygulayıcısı olamam" diyerek idarî görevini bırakanlar da çıkmıştır.


 


Buradaki iki mavi çizgi arası içerik site editörünce konulmuştur ve rastgele çıkmaktadır. İçeriğini onayladığımız anlamına gelmez, dikkatli davranın.

  Şu anda sayfası gösterilen kitap.
Bu Kitapta:
Önceki Makale
Sonraki Makale
İçindekiler
Site Sayfaları
Ana Sayfa
Hakkında
Makaleleri
Kitapları
Soru Konuları
Soru Listesi
Hayrettin Karaman`ın Sohbetleri
Şiirleri
Bestelenmiş ve Seslendirilmiş Şiirleri
Bütün site içeriğinin genel kelime indeksi.
Sitede Arama
Hayrettin Karaman'ın Siteye Son Eklenen Yazıları
E-posta
Siteyi Link ve Kaynak Gösterimi
m.HayrettinKaraman.net Mobil-Metin Versiyonu Hakkında

Facebook Sayfası:

Bulunduğunuz Sayfayı:



Sayfa başına gider Siteden rastgele bir sayfa seçer. Hafızadaki önceki sayfaya döner Hafızadaki sonraki sayfaya döner
   
Bu Kitapta: Önceki Makale Sonraki Makale İçindekiler