HayrettinKaraman.net Site Ana Sayfasına Geçiş Facebook Sayfasına Geçiş Twitter Sayfasına Geçiş instagram Sayfasına Geçiş YouTube Sayfasına Geçiş
Siteden rastgele bir sayfa seçer. Hafızadaki önceki sayfaya döner Hafızadaki sonraki sayfaya döner
 


Ağlayan Kadın ve Mehir Vakfı
İslâm bir Allah'a iman ve ibâdet (tevhid), O'nun kullarına şefkât ve merhamet dinidir. İslâm'ın başka yönlerini öne çıkarmak onun özüne ters düşer; çünkü bütün diğer hükümler bu iki temel amacı gerçekleştirmenin araçları gibidir. Müslümanım diyen kişiler buldukları her imkân ve fırsatı değerlendirerek "Allah rızâsı için O'nun kullarına şefkâtli davranmak ve iyilik etmek" durumundadırlar; bunun için fert ve topluluklar olarak çeşitli faâliyetler içinde olmak mecbûriyetindedirler. Bu aziz dinin bize öğrettiğine göre bir köpeğe su vermek, bir kediyi ölümden kurtarmak bile insanın cennete girmesine vesile olabilmektedir; ya ihtiyacını giderdiğiniz, ölümden kurtardığınız "yaratılmışların en şereflisi olan" insan ise!
Geçenlerde bir şehrimizin adliyesi önünde, gözlerinden pınar gibi yaşlar boşanan genç bir hanımı ekrandan seyretmiştik; kadıncağız çâresizlik içinde çırpınıyor, çevresinde olanlardan yardım istiyordu. Kendisini gencecik bir kız iken yaşlı bir adamla evlendirmişler (bir mânâda satmışlar), meşhûr ifadesiyle yakmışlardı, buna rağmen kaderine râzı olan kız iyi bir hanım olmak için elinden geleni yapmıştı, fakat kocası olacak zalim içiyor, kumar oynuyor, her fırsatta karısını dövüyordu, hattâ onu -ne yaparsa yaparak- para kazanmaya da zorluyordu. Aradan yıllar geçmiş, durum düzelmemişti, artık tahammülü kalmayan genç kadın ana evine gelmiş, boşanma dâvâsı açmıştı, babası yoktu, anası yoksuldu, avukat tutacak paraları da mevcût değildi, kocası her yolu deneyerek boşanmayı engelliyor, mahkeme uzadıkça uzuyordu, son erteleme kararı üzerine artık ısyan eden kadıncağız ağlıyor, "ben ne yapacağım, nereye gideceğim, kendimi öldüreyim mi?" diyor, yanıyor, yakınıyordu.
Avukatlar, baro temsilcileri, mor, yeşil, pembe çatılar nerede idi; bu olayları, "arenada arslanlar tarafından parçalanan esirleri ve mahkûmları seyredenler gibi" seyretmeyip, ateşe basmışçasına sıçrayanlar, içi ve dışı yananlar nerede idi?
Bu olay tesadüfen ekrana gelmiş binlercesinden biridir. Toplumumuz dert küpü hâline gelmiştir, yoksulluk, haksızlık, işsizlik tahammül sınırlarını aşmıştır. Devleti yönetenler içlerine sızmış hırsızlar ve haydutlar ile meşgûl oluyorlar, bunların ucu önemlilere kadar uzanınca güçlerinin yetmeyeceğini anlıyor irticâya sığınıyorlar, çocukların bile ezbere bildiği "yapısal reformları" bir türlü gerçekleştirme yoluna girmiyorlar. Sivil toplum örgütleri (gönüllü kuruluşlar) hem yok denecek kadar az hem de derdin büyüklüğüne göre dermanları devede kulak. Bu milletin hâli ne olacak?
Konya'da birkaç hamiyetli insanın bir araya gelerek kurdukları GEMV (Gençleri Evlendirme ve Mehir Vakfı) bu dert küpünden bir avucunu boşaltmış, gençlerin evlenmelerine, evlilerin mutlu bir hayat sürmelerine yardımcı olmaya çalışıyor. Ayrıca bir dergi çıkarıyor, ilmî toplandılar düzenliyorlar (Bu ayın sonu ile Kasım'ın başında yine böyle bir toplantı düzenlemiş bulunuyorlar). Kuranları ve yardımcı olanları tebrik ediyor, kahvehanelerde pinekleyen emeklilere örnek olmasını diliyorum.
Müslümanım diyen kişiler Allah'ın kullarının dertlerine karşı alâkasız ve duygusuz kalamazlar; kirlenen tabiattan ahlâka, yoksulluk, çâresizlik ve haksızlıktan hastalıklara kadar yüzlerce derdi ve ihtiyacı olan insanımızın imdadına koşmak mecbûriyetindedirler.
"Kenar-ı Dicle'de bir kurt aşırsa bir koyunu
Gelir de adl-ilâhî sorar Ömer'den onu"
Evet kurdun kaçırdığı koyunun bile hesabını Allah yöneticiden, çobandan, sorumlu kişiden soracak, İslâm insanlara böyle bir sorumluluk duygusu ve alanı getirmiş. Hesap sorulacak olanlar yalnızca Hz. Ömer, idareciler, çobanlar değildir; herkes her nimet ve imkândan -onu nasıl ve nerede kullandığından, hakkını, yükümlülüğünü yerine getirip getirmediğinden- sorguya çekilecek, dillerin söylemediğini eller ve ayaklar itiraf edecektir.
Müslümanım diyen kişiler! Oturmayın, yatmayın, uyuşmayın, uyumayın, devinin, koşun, insanların maddî ve manevî dertlerine çâre olmak, çâre bulmak için biraraya gelin, örgütlenin, çalışın.
Ömür kısadır ve hayata bir kere gelinir. Âhiret azığını düzecek başka bir hayat da yoktur.

Not: Bu bölüme de girebilecek bazı yazılar için 2. ve üçüncü bölümlere bakın).


 


Buradaki iki mavi çizgi arası içerik site editörünce konulmuştur ve rastgele çıkmaktadır. İçeriğini onayladığımız anlamına gelmez, dikkatli davranın.

  Şu anda sayfası gösterilen kitap.
Bu Kitapta:
Önceki Makale
Sonraki Makale
İçindekiler
Site Sayfaları
Ana Sayfa
Hakkında
Makaleleri
Kitapları
Soru Konuları
Soru Listesi
Hayrettin Karaman`ın Sohbetleri
Şiirleri
Bestelenmiş ve Seslendirilmiş Şiirleri
Bütün site içeriğinin genel kelime indeksi.
Sitede Arama
Hayrettin Karaman'ın Siteye Son Eklenen Yazıları
E-posta
Siteyi Link ve Kaynak Gösterimi
m.HayrettinKaraman.net Mobil-Metin Versiyonu Hakkında

Facebook Sayfası:

Bulunduğunuz Sayfayı:



Sayfa başına gider Siteden rastgele bir sayfa seçer. Hafızadaki önceki sayfaya döner Hafızadaki sonraki sayfaya döner
   
Bu Kitapta: Önceki Makale Sonraki Makale İçindekiler