HayrettinKaraman.net Site Ana Sayfasına Geçiş Facebook Sayfasına Geçiş Twitter Sayfasına Geçiş instagram Sayfasına Geçiş YouTube Sayfasına Geçiş
Siteden rastgele bir sayfa seçer. Hafızadaki önceki sayfaya döner Hafızadaki sonraki sayfaya döner
 


DİN EĞİTİMİ HAKKI VE YÜKÜMLÜLÜĞÜ
Bir dine inanan, tam veya kusurlu olarak hayatını da inancına göre yaşar, yaşamaya çalışır; dini iman bir rozet değildir, düşünceyi ve hayatı etkileyen, yönlendiren bir güç, bir "eğilim, tercih ve karar" dayanağıdır. Mü'min, inandığı ve yaşamaya çalıştığı dininin kendisine dünyada ve âhirette başarı ve mutluluk getireceğine de inandığı için bu başarı ve mutluluk imkânını ailesi ve çevresi ile paylaşmak ister. Bu isteğin tabiî sonucu uygun eş seçmek ve çocuklarına din eğitimi vermektir.
Din bilgi, inanç ve amelden oluştuğu için din eğitimi de bu üç unsur üzerinde cereyan eder. Bir dine dahil olan kişi o dini öğrenme, öğrendiklerine inanma ve bilip inandıklarını hayatına geçirme ihtiyacında/mecburiyetindedir. Bilgi sağlam olmalı, iman ve amel için de usulüne göre eğitim yapılmalıdır. "Usulüne göre" eğitim uygun yaşta, uygun mekânda ve uygun metodlarla yapılan eğitimdir.
TC Anayasası vatandaşlara din eğitimi ve öğretimi ile ilgili, biri mecburi, diğeri ihtiyârî (isteğe bağlı) iki hak vermektedir. Mecburi olanı ilkokullardan ortaöğretimin sonuna kadar verilen "din kültürü, ahlâk bilgisi" dersidir. Bu dersin ismi -fiilen gerçekleşen farklı da olsa- iki şeyi hedeflemektedir: 1) Dinden maksat İslâm değildir, din geneldir ve onun akidesi, pratikleri (amelî bilgi ve eğitim) değil, kültürü verilecektir. 2) Ahlâkın da eğitimi değil, bilgisi okutulacaktır. Anayasanın verdiği bu hakkın, Müslümanın işine yaramayacağı, daha doğrusu Müslümanın çocuğuna vermek ihtiyacında ve mecburiyetinde olduğu din eğitiminin yerini tutmayacağı ortadadır. Fiilen okutulan kitaplarda veya okutan hocaların ders işlemelerinde İslâm'a daha fazla yer verilse bile eksiktir, ayrıca eğitim (öğretim, bilgi verme değil, eğitme, imanı ve bilgiyi aksiyona çevirmeye, hayata geçirmeye alıştırma) adeta yasaktır. Bu dersi alan çocukların zaman zaman camilere götürülmeleri, cuma, cenaze namazlarına katılmalarının, okullarda abdest alıp namaz kılmalarının, helal-haram şuuru kazanmalarının... sağlanması mümkün değildir. Din eğitimi ise bunlarsız olamaz.
Yine Anayasanın 24. maddesinde, bu mecburi ders dışında bir "din eğitimi ve öğretiminden" söz edilmekte, bunun yetişkinlerin kendi istekleri, yetişkin olmayanların ise velilerinin istekleri üzerine devletin gözetim ve denetimi altında verileceği bildirilmektedir. Ancak bu eğitim ve öğretimin kimler tarafından, nerede ve nasıl verileceği hususları Anayasada sükutla geçilmiştir. Anayasaya göre devlet, isteyen vatandaşa ve onun çocuğuna, mesela bu vatandaş Müslüman ise İslâm'ı öğretme, İslâm imanı ve hayatı ile ilgili eğitim alma imkânını sağlamakla yükümlüdür. Birçok şeyin öğretimi ve eğitimi gibi din eğitiminin de belli bir yaşta (eğitimcilere göre dört yaşından itibaren) başlaması ve devam etmesi gerekir. Çocukları sekiz yıl kesintisiz ve tek programla bir okula hapseder, bütün zamanlarını orada geçirtirseniz -yukarıda tanımladığımız mânada- din eğitimini de orada vermeniz gerekir. "Sen vakit bulursan başka yerde ver" demek çözüm değildir.
Eğer zorunlu temel eğitim sekiz yıla çıkarılırken iki kademeli olması kabul edilse idi, çocuğuna İslâm eğitimi vermek isteyen veliler beş yıllık ilk kademeden sonra -yine mecburi olan- ikinci kademeyi, İmam-hatip liselerinin bünyelerinde bulunan okullar olarak tercih ederler; böylece hem sekiz yıllık zorunlu eğitim verilmiş olur, hem de isteğe bağlı İslâm öğretim ve eğitimi gerçekleşirdi. Şüphe yok ki, çocuğuna İslâm öğretim ve eğitimi vermek isteyen birçok veli de ikinci kademe olarak İmam-hatiplerin bünyesindeki okulları seçmek istemeyebilirlerdi. Bunun da çaresi, bütün okullarda -veya programa dahil zaman, yani öğretim saatleri içinde- başka mekânlarda din eğitimi imkânının tanınmasıdır.


 


Buradaki iki mavi çizgi arası içerik site editörünce konulmuştur ve rastgele çıkmaktadır. İçeriğini onayladığımız anlamına gelmez, dikkatli davranın.

  Şu anda sayfası gösterilen kitap.
Bu Kitapta:
Önceki Makale
Sonraki Makale
İçindekiler
Site Sayfaları
Ana Sayfa
Hakkında
Makaleleri
Kitapları
Soru Konuları
Soru Listesi
Hayrettin Karaman`ın Sohbetleri
Şiirleri
Bestelenmiş ve Seslendirilmiş Şiirleri
Bütün site içeriğinin genel kelime indeksi.
Sitede Arama
Hayrettin Karaman'ın Siteye Son Eklenen Yazıları
E-posta
Siteyi Link ve Kaynak Gösterimi
m.HayrettinKaraman.net Mobil-Metin Versiyonu Hakkında

Facebook Sayfası:

Bulunduğunuz Sayfayı:



Sayfa başına gider Siteden rastgele bir sayfa seçer. Hafızadaki önceki sayfaya döner Hafızadaki sonraki sayfaya döner
   
Bu Kitapta: Önceki Makale Sonraki Makale İçindekiler