İslamî Düzende Parti Siyasi partiler ondokuzuncu yüzyılda ortaya çıktığı için bundan önceye ait İslâm bilgi ve hüküm kaynaklarında partilerle ilgili açık, doğrudan bilgi ve hükmün bulunmaması tabiîdir. Siyasi partilerle ilgili hüküm, İslâmın genel ilkeleri ve kaidelerinden çıkarılacaktır. Hükme varılırken teori ile pratik zaruretleri ayrı ayrı değerlendirmek de kaçınılmazdır. Teorik olarak siyasî partiler daima farklı ideolojik bölünmelere paralel olmamıştır. Bir zamanda, bir ülkede, solcu, sağcı ve dinci ideolojiler çerçevesinde; yönetim, öncelik, ağırlık, araçlar gibi nisbeten detay sayılabilecek ayrılıklara bağlı birden fazla solcu, birden fazla sağcı... parti kurulmuş ve bunlar birbirleriyle, farklı ideoloji partileriyle olduğu ölçüde mücadele etmişlerdir. Ortak iktidar da kimi zaman sağcılar, kimi zaman da sağcılar ile solcular arasında olabilmiştir. İslâmı bir hayat düzeni olarak benimsemiş toplumlarda, bu düzene temelden aykırı ve karşı olan toplulukların kendi ideolojilerini iktidar yapmak üzere parti kurmaları İslâma aykırıdır. İzzetin Allah'a ve müminlere ait bulunduğunu (Nisa: 4/139, Münâfikun: 63/8), Allah'ın tarafını tutanların (O'nun hizbinden olanların) üstün ve hakim olacaklarını (Maide: 5/56, Mücâdile: 58/22), Allah Teâlâ'nın hak dini ve Peygamberini bütün dinlere hâkim ve üstün olsun diye gönderdiğini (Tevbe: 9/33), Allah'a iman eden, iyiyi ve iyiliği hâkim kılarak kötülüğü ortadan kaldırmak için çaba gösteren ümmetin insanlara örnek ve rehber olarak hazırlandığını ve görevlendirildiğini (Âlü-İmrân: 3/110), başka dinde olanların müminlerin başına yönetici olarak geçirilmesinin caiz olmadığını (Mümtehine: 60/13, Maide: 5/51,55; Alü-İmran: 3/28...)... bildiren naklî deliller (âyetler) ile İslâmın sosyal, siyasî, dinî ve ahlâkî amaçları İslâm toplumunda başka ideolojilerin hâkim olmasına izin vermez. Temelde İslâma karşı ve aykırı olmamakla beraber İslâmı anlama ve uygulama, problemleri değerlendirme ve uygun çözümler üretme bakımlarından farklı düşünen şahısların, gruplar oluşturarak kendi düşünce ve çözümlerini iktidara taşımak üzere siyasî faaliyet göstermeleri, muhalefet etmeleri ve İslâmî değerler çerçevesinde oluşacak böyle bir faaliyet grubuna parti adı verilecekse "parti" kurmaları caizdir. Ancak bu partilere mensup olanlar, seçimden ve iktidara gelecek gurup belirlendikten sonra başkana itaat sözü verecekler (bey'at), iktidarın başarısı için yardımcı olacaklardır. Bu vazife, yönetimi denetlemeye, tenkit etmeye ve gerektiğinde, yetersiz ve başarısız olduğunda düşürmek için faaliyet göstermeye mani değildir. Böyle bir toplumda diğer din ve ideoloji mensupları ancak, mecliste guruplarını temsil etmek ve haklarını savunmak... üzere parti kurarlar ve meclise üye seçilirler.
Buradaki iki mavi çizgi arası içerik site editörünce konulmuştur ve rastgele çıkmaktadır. İçeriğini onayladığımız anlamına gelmez, dikkatli davranın.
|