Veliler de Nefret Eder Müminlere göre bütün insanlar iki gurup teşkil eder: Son Peygamber'e (s.a.) iman edenler ve etmeyenler. İman edenlere "davete gelmiş, icabet etmiş" ümmet, inanmayanlara da "davet edilecek" ümmet denir. Kur'an-ı Kerim insanların "hikmet, güzel ve ikna edici söz" ile Allah yoluna çağrılmasını ve onlarla en güzel bir şekilde (usûlde, üslubda) tartışma yapılmasını istemektedir. Gazzali gibi hakîmler de bu ayetten hareketle davet edilecek insanları dört guruba ayırmışlardır. Bunlardan ilk üç gurubu istidatlarına göre ya hikmetle, ya güzel söz ile yahut da tartışma (cedel, mücadele) ile Allah yoluna çağrılırlar. Dördüncü gurup ise demirliktirler (ashâbu'l-hadîd), bunlar ancak demir; yani müeyyide ile yola gelirler, itaat altına alınır veya cezalandırılırlar. Yine bir ayete göre müminler kendi aralarında, birbirlerine karşı merhametli, şefkatli, kâfirlere karşı ise sert ve acımasız olacaklardır (Fetih: 48/29). Kâfirler dine ve mukaddesata saldırmadıkça, müslümanlara zarar vermedikçe onlarla iyi ve insani münasebet kurmakta sakınca yoktur (Mümtehine: 60/8), ancak saldırana, zarar verene acınmaz, en uygun bir şekilde mukabele edilir. Müslümanların da günah ve ayıpları hoşgörülmez, engellenir ve ıslah edilirler; merhamet, şefkat ve sevgi "günah ve ayıbın hoşgörülmesine kadar" genişletilemez. Bir insanın geçmişi ne olursa olsun iman ettiğinde, mümin ise günahından tevbe edip affedildiğinde diğer müminlere eşit hale gelir; tevbe ve iman kapısı ölüme kadar açıktır. Bir mümin için "Allah ve Resulü'nün sevmediklerini sevmek, hoş görmediklerini hoşgörmek" düşünülemez. Neyi nasıl hoş göreceğimiz, neyi de nasıl ve niçin hoş görmeyeceğimiz ilahi talimatta yazılıdır, Resulullah'ın örnekliğinde yaşanmıştır. Allah sevgisinin rehberi Habibullah (s.a.)tır (Âli-İmran: 3/31); bu sevgiyi O'nun rehberliğinde yaşayanlar da Allah'ın veli kullarıdır. Yukarıda ifade edilen sevgi ve nefret, merhamet ve şiddet kaideleri Allah'ın velileri için de geçerlidir; işte örnekler: Yunus'tan: Müslümanam diyen kişi şartı nedür bilse gerek Tanrınun buyruğun tutup beş vakt namaz kılsa gerek Her kim bu sözden almadı beş vakt namazı kılmadı Bilün müslüman olmadı ol tamuya girse gerek ........ Miskin âdem oğlanı nefse zebun olmışdur Hayvan canavar gibi otlamağa kalmışdur Oğlanlar öğüt almaz yiğitler tevbe kılmaz Kocalar taat kılmaz sarp rüzgâr olmışdur ....... Yüzbin peygamber gele hiç şefaat olmaya Vay eğer olmaz ise Allah'un inayeti Nefsin müslüman eden Hak yolın toğru varur Yarın ona olısar Muhammed şefaati Ahmed Yesevi'den: Zalim olup zulmeden yetim gönlünü ağrıtan Kara yüzlü mahşerde, kolunu arkada gördüm Cemaate gitmeyip namazı terkeyleyen Şeytan ile bir yerde derk-i esfelde gördüm ........ Çok kişiler iddia eder nefsini gözetip Yeyip içip hayvan gibi geceleri yatıp Oruç tutmaz, zekat vermez hem utanıp Hak Teala'nın değerini ne zaman bilir? Mevlana'dan Peygamberlerin izini izliyorsan yola düş, halkın bütün kınamalarını hava say. Yol aşan, menzil alan yol erleri ne vakit köpeklerin havlamasına kulak astılar? Sapıklar Kur'an'da sözden, laftan başka bir şey görmezler; şaşılmaz ki, körün gözüne, nurlarla dolu güneşin ışıkları gelmez de yalnız hararet gelir. Müminlerin halâsı için mel'un kâfirlerden el çekmek farz oldu. Hudeybiye ahdi nasıl oldu oku da "Tanrı kâfirlerin ellerini çekti, size dokunamadılar" ne demektir, tamamiyle anla... Nefislerine tabi olup Allah'ı unutanlar eşeklere katılmışlardır...
Buradaki iki mavi çizgi arası içerik site editörünce konulmuştur ve rastgele çıkmaktadır. İçeriğini onayladığımız anlamına gelmez, dikkatli davranın.
|