HayrettinKaraman.net Site Ana Sayfasına Geçiş Facebook Sayfasına Geçiş Twitter Sayfasına Geçiş instagram Sayfasına Geçiş YouTube Sayfasına Geçiş
Siteden rastgele bir sayfa seçer. Hafızadaki önceki sayfaya döner Hafızadaki sonraki sayfaya döner
 


Müslümanca Ticaret

...Ben 21 yaşında İstanbul Ortaköy'de ikamet etmekte olan bir gencim...Ufuk Ötesi programında sizin çıkacağınız haftayı sabırsızlıkla bekler, söyleşide anlattığınız ve değindiğiniz konulardan çok istifade ederdik ailece ve iple çekerdik bir sonraki programı. Tekrar sizi ekranlarda görüp anlattıklarınızdan istifade etmeyi umuyoruz.
Hocam izninizle öğrenmek istediğim konular var. Müslüman bir kişi iş hayatında nasıl davranmalı, alacaklı olduğu kişilere nasıl davranmalı, ticareti nasıl yapmalı, en önemlisi de faiz hakkında günümüz de kendimizi nasıl koruruz bu faizden; daha doğrusu borsa, fon, tahvil, vadeli banka hesabı bunların yeri var mıdır dinimizde. Dinimizin yasak ettiği her türlü faizin içine neler giriyor.
Şimdiden göstereceğiniz ilgiye teşekkür ederim. Allah (cc) çalışmalarınızdan başarıları, bedeninizden sağlığı, evinizden de huzuru eksik etmesin...(E. P.)


Cevap:

Güzel temennilerinize ve huzur veren dualarınıza teşekkür ederim.
İnsan cemiyet içinde olup gelişecek, tek başına olamayacak ve yaşayamayacak bir varlıktır; Allah onu böyle yaratmıştır. Bir hadise ve dinin mantığına göre insanın yaratılıştan belirlenmiş, dayatılmış, mecburi kılınmış bir dini ve ahlakı yoktur. İnsanın yaratılışı mümin olmaya da münkir olmaya da müsaittir. Onu en fazla etkileyen ise çevresidir; yani cemiyettir. Tertemiz doğan insanı ana babası (çevresi, kendisine verilen eğitim) dinsiz, yahudi, hristiyan, mecusi, müslüman...yapabilir. Kişi müslüman olduktan sonra da din ile ilişkisinin olumlu veya olumsuz, tam ve ya eksik, sıcak veya soğuk olmasında cemiyetin etkisi vardır. Cemiyetin etkisi yalnızca eğitim yoluyla değil, belli bir yöne zorla yönlendirme, belli bir ideolojiyi, ahlakı, dünya görüşünü dayatma, başkalarını yasaklama veya önüne engeller koyma şeklinde de olur. Allah çocuklarımızı müslümanca eğitmemizi, haramdan uzak durmamızı, ibadetlerimizi aksatmadan yapmamızı...istiyor; düzen ve yönetim, müslümanca eğitimin ve yaşamanın önüne engeller koyarsa ferdin işi zorlaşır. Ticaret hayatı da bu kuralın dışında değildir. Bugün ülkemizde müslümanca iş ve ticaret yapmak isteyen insanın önündeki engellerden ikisi konumuzla ilgilidir: 1. Ötekiler (ticarette müslümanlıkla bağlantılı olmayanlar) ile rekabet güçlüğü, 2. Kabul edilen düzenin faiz üzerine oturmuş olmasının getirdiği güçlükler.
Bir müslüman mesela bir market (veya zinciri) açmak istiyor, aynı işi yapan bir rakibi içki ve sigara satıyor, müslüman bunları satmak istemediğinde müşteri kaybediyor, sıkıntıya düşebiliyor. Rakibi yurt dışından ucuz (düşük faizli) krediler bulup alıyor, işini büyütüyor, müslüman bunu alamadığı için sıkıntıya düşebiliyor. Rakibi devleti dolandırıyor, rüşvet veriyor, iş gördüreceği kimselere haksız menfaat sağlıyor...Müslümanca yaşamak isteyen bunları yapamıyor. Faizcilik yaparak -üstelik devlet garantisi ile- parasını arttırmak imkanına sahip olanlar, kârda ve zararda ortaklık yoluyla para kazanmaya yaklaşmıyorlar; bu yüzden "İslam'ın faize karşı ortaklık kârı" seçeneği rağbet görmüyor, faize bulaşmadan sermaye toplayıp büyük iş yapmak isteyenler faizcilerle rekabette zorluğa düşüyorlar (Bazı müslümanım diyen ahlaksız veya ehliyetsizlerin topladıkları paraları çarçur ederek bu yolun önünde büyük bir engel oluşturmuş olmaları da cabası!).
Örnekleri çoğaltabiliriz, ama sözün özü, liberalizm adına nefsin dizginlerini salan bir çevrede müslümanca yaşamanın bazı zorlukları olduğudur. Ama zoru başarmak hünerdir, günahın yolları açık, çekici ve kolay iken kulluk yolunu seçmek ve güçlüklere göğüs germek yiğitliktir. Her şeye rağmen faize ve diğer haramlara bulaşmadan, içki ve domuz satmadan ticaret yapıp para kazanan müslümanlar da vardır.
Sorduğunuz özel birkaç konuya gelince:
Faiz bellidir, ticarete, kâr ve zarara katılmadan, belli bir para verilir ve bir süre sonra -satın alma gücü bakımından- fazlası geri alınırsa faiz gerçekleşir. Borsada satılan hisse senetlerini alıp satmak caizidir; yeter ki, bunlar -asıl işleri bakımından- haram yoldan para kazanan şirketlere ait olmasın.
Yatırım fonları faizden arındırılmış olmalıdır. Benim bildiklerimin tamamında faiz kazancı da vardır.
Tahvil faizle verilen borcu/alacağı ifade etmektedir, bundan kazanılan ise faizdir.
Doğruluk, insaf, kanaat, merhamet esas olmalıdır, öz sermaye yetersiz ise ortaklar bulunmalıdır, binlerce helal nesne var; bunlar üretilmeli ve bunlar alınıp satılmalıdır, iyi niyet ve gayret olursa Allah hem muvaffak kılar hem de kaçınılmaz kusurları bağışlar.



Buradaki iki mavi çizgi arası içerik site editörünce konulmuştur ve rastgele çıkmaktadır. İçeriğini onayladığımız anlamına gelmez, dikkatli davranın.

  Şu anda sayfası gösterilen kitap.
Bu Kitapta:
Önceki Başlık
Sonraki Başlık
İçindekiler
Kelime İndeksi
Site Sayfaları
Ana Sayfa
Hakkında
Makaleleri
Kitapları
Soru Konuları
Soru Listesi
Hayrettin Karaman`ın Sohbetleri
Şiirleri
Bestelenmiş ve Seslendirilmiş Şiirleri
Bütün site içeriğinin genel kelime indeksi.
Sitede Arama
Hayrettin Karaman'ın Siteye Son Eklenen Yazıları
E-posta
Siteyi Link ve Kaynak Gösterimi
m.HayrettinKaraman.net Mobil-Metin Versiyonu Hakkında

Facebook Sayfası:

Bulunduğunuz Sayfayı:



Sayfa başına gider Siteden rastgele bir sayfa seçer. Hafızadaki önceki sayfaya döner Hafızadaki sonraki sayfaya döner
   
Bu Kitapta: Önceki Başlık Sonraki Başlık İçindekiler Kelime İndeksi