HayrettinKaraman.net Site Ana Sayfasına Geçiş Facebook Sayfasına Geçiş Twitter Sayfasına Geçiş instagram Sayfasına Geçiş YouTube Sayfasına Geçiş
Siteden rastgele bir sayfa seçer. Hafızadaki önceki sayfaya döner Hafızadaki sonraki sayfaya döner
 


Ehl-i sünnet caddedir (5)

Ehl-i sünnet İslam’ı Peygamberimiz (s.a.) ve O’nun rehberliğinde dini öğrenen ve öğreten ilk nesil Müslümanları gibi anlayan, bu anlayış üzerinde birleşmiş bulunan ümmet çoğunluğunu (cemâat) muhafaza eden, ayrı baş çeken grupları “aynı kıbleye yöneldikleri ve namazı toptan terk etmedikleri sürece” İslam’dan dışlamayan, yöneticiler adaletten ve sünnetten sapsalar bile ümmetin birliğini bozma, düşmanlara fırsat verme gibi fitne ihtimalleri bulunmadığı sürece ihtilal yapmayı caiz görmeyen, uygun zamanı bekleyen… Müslüman çoğunluğun mezhebidir, yoludur, İslam anlayışıdır.

Ehl-i sünnet, inanç (akaid, kelam) konusunda olsun, amel (fıkıh) konusunda olsun ihtilaflara, farklı anlayışlara ve içtihatlara yer verdiği için bir patika, bir keçi yolu, bir tek şeritlik yol değil, birden fazla şeridi olan bir caddedir. Yön aynı, yol aynı ama birçok şerit vardır. Trafik kurallarına riayet etmek şartıyla bu caddenin hangi şeridinden gidilirse gidilsin camianın Ehl-i sünnet yol arkadaşlığı, yoldaşlığı vardır.

Bu yazdıklarımın delili, geçen yazıda başladığım, bugün devam edeceğim önemli ve farklı anlayış ve yorumlara rağmen -mutaassıp ve mezhepçi taklitçiler bir yana- Ehl-i sünnet âlimlerinin birbirini tekfir etmemeleri, önemli tartışmalara rağmen birliği, yoldaşlık ve kardeşliği korumalarıdır.

Farklı ve önemli anlayışlara örnekler veriyorduk:

Mâtürîdîlere göre insanlar akılları ile iyi ve güzel olanı bulup bilebilirler, ancak bu biliş (Allah’ın varlık ve birliğini bilme dışında) şer’i yükümlülük getirmez.

Eş’arîlere göre iyi ve güzel olan ancak dinin (vahyin) açıklaması ile bilinebilir.

Mâtürîdîlere göre kulun fiil gücü ikiye ayrılır: a) Bir şeyi yapmak veya terk etmek için gerekli olan donanım (esbab ve âlâtın salim olarak bulunması); bu fiilden önce kulda mevcuttur, b) Fiili gerçekleştiren güç; bu ise fiil ile beraber bulunur. Ayrıca kulun gücü bir fiilin farklı şıklarına (hayır ve şerre, iyiye ve kötüye, sevaba ve günaha ) kullanmaya müsaittir.

Eş’arîlere göre güç (istitaat) ancak fiil ile beraber bulunur.

Her iki mezhebe göre kulların fiillerini kullar kesp eder, Allah yaratır. Kesbin ne olduğu konusu ise ihtilaflıdır:

Mâtürîdîlere göre kulun gücü (kudreti) fiilin sıfatında, Allah’ın kudreti ise aslında etkilidir ve kulun bu etkisine kesp denir.

Eş’arîlere göre kulun gücünün fiilde etkisi yoktur; kulun iradeye ve seçime bağlı fiillerinin yaratılmasında irade ve ihtiyarının tesiri yoktur, onun irade ve ihtiyarı, Allah’ın iradesiyle yaratmasının doğrultusunda bulunur (ona mukarin olur).

Mâtürîdîlere göre dinin temel inanç esaslarına taklid; yani bir bilen âlime güvenme ve uyma yoluyla iman eden kimsenin imanı sahihtir, geçerlidir.

Eş’ar’îlere göre akıl ve nakil delillerine dayanmayan iman sahih değildir.

Bakıllânî ve benzer düşünenlere göre bekâ ayrı bir sıfat değildir, daim olan vücut (varlık) sıfatından ibarettir. Mâtürîdîlere göre bekâ bir sıfattır.

Mâtürîdîlere göre kadınlardan peygamber olmaz, Eş’arîlere göre olur.

Ehl-i fetret:

Kendilerine Peygamber gelmemiş, önceki peygamberin daveti kendilerine sahih olarak ulaşmamış olanlara “ehl-i fetret” deniyor. Peygamber geldiği halde kuş uçmaz kervan geçmez yerlerde yaşayan kimseler de ehl-i fetret sayılıyor. Bunlar hakkındaki hüküm:

Mezhebimizin İmamı Ebu Mansur Mâtürîdî’ye göre, Allah’ın varlık ve birliğine inanırlar, akılla bilinebilecek iyilikleri yapar, kötülüklerden uzak dururlarsa kurtuluşa ereceklerdir (TDV İslam Ans. Fetret maddesine bakınız).

İmam Gazalî’ye göre İslam geldikten sonra da yine içinde bulunduğu şartlar yüzünden davet kendilerine yeterli bir şekilde (doğru ve üzerinde düşünmeyi tahrik edecek nitelikte) ulaşmamış olanlar inanmakla yükümlü değildirler.

Mâtürîdî kaynaklarda şu dikkat çekici açıklama da yer almıştır: “(Eski zamanlarda) Çin sınırında yaşayan Türk boyları gibi İslam’ın ameli hükümleri kendilerine ulaşmamış insanlar bunlarla yükümlü değildirler (Beyâzî, İşârât, s. 74).

28.06.2018



Buradaki iki mavi çizgi arası içerik site editörünce konulmuştur ve rastgele çıkmaktadır. İçeriğini onayladığımız anlamına gelmez, dikkatli davranın.

  Şu anda sayfası gösterilen kitap.
Önceki Makale
Sonraki Makale
Makale Listesi
Site Sayfaları
Ana Sayfa
Hakkında
Makaleleri
Kitapları
Soru Konuları
Soru Listesi
Hayrettin Karaman`ın Sohbetleri
Şiirleri
Bestelenmiş ve Seslendirilmiş Şiirleri
Bütün site içeriğinin genel kelime indeksi.
Sitede Arama
Hayrettin Karaman'ın Siteye Son Eklenen Yazıları
E-posta
Siteyi Link ve Kaynak Gösterimi
m.HayrettinKaraman.net Mobil-Metin Versiyonu Hakkında

Facebook Sayfası:

Bulunduğunuz Sayfayı:



Sayfa başına gider Siteden rastgele bir sayfa seçer. Hafızadaki önceki sayfaya döner Hafızadaki sonraki sayfaya döner
   
Önceki Makale Sonraki Makale Makale Listesi