Tenkit ve tavsiye Asr suresini merhum Akif şöyle Türkçeleştirmişti: Hani ashâb-ı kiram ayrılalım derlerken Mutlaka sûre-i ve'l-asr'ı okurmuş bu neden Çünkü meknûn o büyük sûrede esrâr-ı felâh Başta îmân-ı hakiki geliyor sonra salah Sonra hak sonra sebat işte kuzum insanlık Dördü birleştimi yoktur sana hüsran artık Sure'de Hak Teâlâ “tevâsî” kelimesini kullanıyor ki, manası “karşılıklı tavsiye”dir. Ne tavsiye edilecek? Hak ve sabır (sebat) tavsiye edilecek. İnsanların çoğu nefs-i emmârenin etkisi altında oldukları için hakkı tavsiyeye -ki bunun içinde yapıcı tenkit de vardır- kolaylıkla tahammül edemezler. Şu halde hak karşılıklı olarak tavsiye edilecek ve tavsiyeye muhatap olanlar da sabır ve tahammül gösterecekler. Güçlülerle temas halinde olan insanlar ikiye ayrılır: 1. Güçten ve güçlüden kendileri için istifade etmek maksadıyla onlara yaklaşanlar (talip olanlar), 2. Hiçbir menfaat beklemeden hakkı tavsiye ve yapılanları tenkit edenler. Bunlar güçlüye yakın olmak, onunla temas kurmak için meşru olmayan veya şerefli insanlara yakışmayan yollara ve aracılara tenezzül etmezler, güçlü isterse, onları arayıp bulursa, onlarla temas kurarsa vazifelerini yaparlar (bunlar talip değil, matlup olanlardır). Güçlü onları aramazsa, araya dalkavuk sineklerin ördüğü duvar girerse onlar yine vazifelerini yaparlar ama güçlünün kulağına, kafasına ve gönlüne ulaşamazlar. Allah Teâlâ, iktidar sahiplerine istişareyi, idareyi danışarak yapmayı emrediyor. İktidarı ve gücü temsil edenlerin istişare edecekleri insanları iyi seçmek gibi bir yükümlülük ve sorumlulukları vardır. Gözden düşme, uzaklaştırılma, yıpratılma, dinlenmediği için nefsine ağır gelme gibi durum ve ihtimallere rağmen daima hakkı söyleyen ve hakta sebat edilmesini tavsiye eden danışmanlar seçilmelidir. Yönetici ve güç sahibi emin kimselerle danışma yaptıktan sonra onların veya bir kısmının tavsiyesine uymaz, diğer grubun veya kendinin içtihadını uygularsa buna hakkı olabilir, ama tercihinin gerekçesini açıklamakla yükümüdür. “Size danıştım, ama ben tavsiyenize uymayacağım, kendi bildiğimi ve tercihimi uygulayacağım, bunun daha uygun (doğru, hak) olduğuna dair bir açıklama da yapmayacağım” diyemez; derse istişarenin manası kalmaz, danışılan kişilere de itibar edilmediği anlaşılır. Güç ve iktidar sahipleri ısrarla yanlarına sokulan, her dediklerini ve yaptıklarını onaylayan ve öven, bu arada yakınlıktan şahsı için çeşitli şekillerde faydalanan insanlardan vebadan kaçar gibi kaçmalıdırlar. Allah müminlere dünyada ve ahirette başarılı olmanın dört sırrını açıklamış: İman, namaz (ibadet), hakkı tavsiye ve uygulama, sabrı (nefsin meşru olmayan meyillerine karşı direnmeyi) tavsiye ve uygulama. Başka söze ne hâcet! 21.05.2015
Buradaki iki mavi çizgi arası içerik site editörünce konulmuştur ve rastgele çıkmaktadır. İçeriğini onayladığımız anlamına gelmez, dikkatli davranın.
|