HayrettinKaraman.net Site Ana Sayfasına Geçiş Facebook Sayfasına Geçiş Twitter Sayfasına Geçiş instagram Sayfasına Geçiş YouTube Sayfasına Geçiş
Siteden rastgele bir sayfa seçer. Hafızadaki önceki sayfaya döner Hafızadaki sonraki sayfaya döner
 


Devlet eliyle dindarlaşma

Bir kardeşimiz, "Devlet eliyle dindarlaşmanın olamayacağını daha önceki bir yazımda açıklamaya çalışmıştım. Şimdi nerdeyse her mahalleye bir İmam Hatip Okulu düşecek şekilde ya orta ya da lise kısımları açıldı. Okullar fazlalaştıkça, okullardaki idarecilerin haksız uygulamaları da gün yüzüne çıkmaya başladı" diyor.

Bu ifadeyi sıradan bir örnek olarak naklettim, buna benzer kanaatler ve ifadeler islâmî kesimde eksik değil.

İşin garibi, laikçiler, İmam Hatip okulları, seçmeli din dersleri, zorunlu din kültürü ahlak bilgisi dersi, başörtüsü yasağının kalkması gibi tasarruflarıyla devletin ülkeyi şeriat yönetimine götürdüğünü, halkı zorla dindarlaştırdığını iddia ederek hükümete ve bu tasarruflara ateş püskürüyorlar, bizimkiler de "devlet eliyle dindarlaşma olmaz" diyerek Diyanet'e, İmam Hatip okullarına, din derslerine… karşı çıkıyorlar.

Devletin dindarlaşmaya yönelik hizmet ve imkan vermesine karşı çıkan ama "dindarlaşmadan da yana olanlar" bunun için hangi yolu ve yöntemi ileri sürüyorlar? Ben bu soruya, ayağı yere basan bir cevaplarına rastlamadım.

Bana göre dindarlaşmada hem devletin hem de sivil toplumun önemli rolü, dahli ve etkisi vardır.

Devlet-dindarlaşma ilişkisine önce İslam devletinde bakalım:

Klasikleşmiş kelam ve fıkıh kitaplarında halifenin (devletin ve hükümetin demektir) vazifesi şöyle özetlenmiştir:

"Dini yaşatmak, ayakta tutmak; bu da dini korumak, insanları ona çağırmak, dine yönelik şüpheleri gidermek, Allah'ın vahyine ve ictihada dayanarak dinin hükümlerini ve cezaları uygulamak, Allah yolunda cihad etmekle olacaktır."

Bu açıklamaya bakıldığında dindarlaşmanın birinci derecede devlet eliyle olacağı anlaşılmaktadır. Elbette din eğitimini yalnızca halife, başkan, memurlar bizzat yapacak değiller, ama bu eğitimi yapacak olanları yetiştirmek, görevlendirmek, yapanları denetlemek, ihtiyaçlarını karşılamak devletin birinci görevi olacaktır.

Hemen laik düzene ve doğrudan ülkemize geleyim:

Cumhuriyetin ilanından beri uzun yıllar devlet eliyle dinsizleştirme faaliyetine şahit olduk.

Çok partili demokrasiye geçince İmam Hatip okulları açıldı. Diyanet zaten vardı, önündeki engeller birer birer kaldırıldı, bu daireye bağlı Kur'an kursları da vardı, daha etkin hale getirildi.

Şimdi soru şudur:

Devletin Diyanet'i, açtığı İmam Hatip okulları ve Kur'an kursları dindarlaşmayı engelledi mi? Dinsiz insanlar mı yetiştirdi?

Yoksa bugün geldiğimiz dindarlaşma seviyesinde bu kurumların önemli ve müspet tesirleri mi oldu?

Bence ikincisi oldu.

Gelin bunları ortadan kaldırmak için uğraşmayı bırakın da eksiklerini tamamlamak için çaba gösterin ve başka şekillerde dindarlaşma projeleriniz varsa bunları açıklayın, tartışalım ve amel edelim.

26.09.2014



Buradaki iki mavi çizgi arası içerik site editörünce konulmuştur ve rastgele çıkmaktadır. İçeriğini onayladığımız anlamına gelmez, dikkatli davranın.

  Şu anda sayfası gösterilen kitap.
Önceki Makale
Sonraki Makale
Makale Listesi
Site Sayfaları
Ana Sayfa
Hakkında
Makaleleri
Kitapları
Soru Konuları
Soru Listesi
Hayrettin Karaman`ın Sohbetleri
Şiirleri
Bestelenmiş ve Seslendirilmiş Şiirleri
Bütün site içeriğinin genel kelime indeksi.
Sitede Arama
Hayrettin Karaman'ın Siteye Son Eklenen Yazıları
E-posta
Siteyi Link ve Kaynak Gösterimi
m.HayrettinKaraman.net Mobil-Metin Versiyonu Hakkında

Facebook Sayfası:

Bulunduğunuz Sayfayı:


 
Sayfa başına gider Siteden rastgele bir sayfa seçer. Hafızadaki önceki sayfaya döner Hafızadaki sonraki sayfaya döner
   
Önceki Makale Sonraki Makale Makale Listesi