İkmal seferberliğinin gönüllüleri İkmal seferberliğinde, İlahiyat Fakültelerinin de tabanını teşkil eden İmam Hatip Okulları üzerinde ağırlıklı olarak duracağım. Resmi kuruluş ve görevliler bakımından tepede Din Eğitimi Genel Müdürlüğü, altta da İmam Hatip Okullarında görevli idareciler ve öğretmenler var. Gönüllüler ordusunda dernekler, vakıflar ve en önemli olarak 1958 yılından beri bu okullardan mezun olmuş abiler ve belli bir dönemden sonra ablalar var. Din Eğitimi Genel Müdürlüğü bugün için emin ellerde ve okulların ikmali bakımından önemli çalışmalar yapıyorlar. Bunların geniş istişarelerle ve hızlanarak devam etmesi gerekiyor. İmam Hatip Okullarının idarecileri ve öğretmenlerinin farklı nitelikler taşıması gerekiyor. Bunların başında alanında iyi yetişmişlik, özel ve kamusal hayatında İslam'ı yaşama, İmam Hatipler aracılığı ile İslamlaşma misyonunu benimseme, bu davayı önceleme nitelikleri gelmektedir. Bu nitelikleri taşımayanlar önce eğitilmeli, bu da kabil değilse başka görevlere atanmalıdırlar. Kötünün kötüsü bir örnek olarak, dönüştürülen İmam Hatip Okullarındaki bazı idareci ve öğretmenlerin öğrencilere "Bu okullarda ne işiniz var, başka okul bulamadınız mı" dediklerini hatırlatmak isterim. "Alırım maaşımı, yaparım maaşım kadar işimi" diyenlerden de bize hayır gelmez. 1963 yılında İstanbul Yüksek İslam Enstitüsü'nden mezun olunca birkaç dava arkadaşı, Fatih-Draman'daki İstanbul İmam Hatip Okulu'na meslek dersleri öğretmeni olarak tayin edilmiştik. Bizim için okuldaki vazifemiz, ailemizden de önce geliyor, gece gündüz bir arada, vazifemizi daha iyi yapmanın derdinde idik. İki yıl -evet yalnızca iki yıl- içinde yoğun ders yüküne rağmen arkadaşım Bekir Topaloğlu ile Arapça kitaplarını ve Arapça-Türkçe Yeni Kamus'u yazdık ve yayınladık. Ben Fıkıh Usulü ve Hadis Usulü kitaplarını yazdım, okuttum ve yayınladım. Başka arkadaşlarım da bazı meslek dersleri kitaplarını yazdılar. Başka yerlere tayin edilmiş dava arkadaşlarımızla toplantılar yaparak "öğrencilerle özel olarak da ilgilenme" kararı aldık. Ortalama öğrenciden daha kabiliyetli olanları seçerek bunlara özel dersler ve okuma programları yapıp uyguladık; onbeş günde bir sayıları en fazla yirmi beşi bulan öğrenciyi her birimiz kendi evinde topluyor, ders alıp veriyor, mütevazı ikramlarda bulunuyor, büyük bir davanın ailelerini teşkil ederek eğitim yapıyorduk. Özel (takviye) öğretim programında Arapça, bir yabancı dil ve hazırladığımız kitap okuma listesinden kitapların okunup tartışılması vardı. Bunları öğretmenlerin neler yapabileceklerine bir örnek olabilir diye yazdım. Ülkemizin hemen her köşesi ve bucağında İmam Hatiplerle ilgili vakıflar ve dernekler var. Bunları bünyesinde toplayan üst kuruluşlar mevcut. İlim Yayma Cemiyeti ve Vakfı, ÖNDER, ENSAR yıllardır hizmet veren önemli kuruluşlarımız. Bütün bu kuruluşların, okullarımızın fiziki ihtiyaçlarından amaca uygun eğitim ve öğretimin teminine kadar her konuda gönüllü, samimi ve fedakârca hizmete devam etmeleri gerekiyor. İşin düzenli ve verimli yapılabilmesi için işbirliğine de şiddetle ihtiyaç vardır. Hangi hizmeti, nerede, nasıl kimin yapmasının daha uygun olacağı bu işbirliği, koordinasyon ve diyalog içinde belirlenecektir. Gelelim sayıları yüzbinleri bulan eski mezunların (abilerin ve ablaların) gönüllü faaliyetlerine. Bu, seferberliğimizin en önemli parçası olduğu için ayrı bir yazıyı hak ediyor. 25.04.2014
Buradaki iki mavi çizgi arası içerik site editörünce konulmuştur ve rastgele çıkmaktadır. İçeriğini onayladığımız anlamına gelmez, dikkatli davranın.
|