HayrettinKaraman.net Site Ana Sayfasına Geçiş Facebook Sayfasına Geçiş Twitter Sayfasına Geçiş instagram Sayfasına Geçiş YouTube Sayfasına Geçiş
Siteden rastgele bir sayfa seçer. Hafızadaki önceki sayfaya döner Hafızadaki sonraki sayfaya döner
 


İki yazara cevap (3)

Sayın Ahmet H. Coşkun'un sorularına cevap vermeden önce atıf yaptığı yazıyı (bu bir köşe yazısıdır, fetva değildir) tekrar aşağıda veriyorum:

İnsanların halktan gizleyerek özel mekanlarda işledikleri günahlar ve ayıpları görenler ne yapacaklar?

İslam ahlakına göre "ayıp ve günahlarını gizleyenleri teşhir etmek, bunları örtmek yerine açmak ve haberini yaymak" makbul bir davranış değildir. Ama bunun manası ayıba ve günaha müdahale etmemek de değildir. Çünkü müminlerin bir de "iyiyi yayma ve yaşatma, kötüyü engelleme ve düzeltme" vazifeleri vardır.

Şöyle bir misal verilir:

Bir mümini meyhanenin sokağına girerken görürsen "orada meşru bir işi vardır" de; meyhaneye girerken görürsen "orada birini arıyordur" de, masaya oturup içmeye başladığını görürsen "eyvah, kardeşim günaha girdi, onu bundan nasıl vazgeçirebilirim" diye düşünmeye başla, ıslahı için dua et ve elinden gelen başka ıslah tedbirlerine de başvur.

Eğer ayıp ve günahını gizleyerek işleyen bir mümin kamu görevlisi veya kamu görevine talip biri ise bu takdirde "halkı onun zararından koruma" vazifesi, ayıbı örtme vazifesinin önüne geçer ve ilgililere durum açıklanır; yani bu durumda ayıp ve günah gizlenemez.

Kamu görevi dışında iki kişi arasındaki bazı ilişkiler de ayıp ve günahın açıklanmasını gerekli kılabilir. Mesela dindar bir ailenin kızına talip olan, kendini de dindar gösteren, halbuki gizli gizli günah işleyen birini düşünelim; bunu bilen kimseye sorulduğunda durumu açıklamazsa soranların güvenlerini kötüye kullanmış, onları yanlış yola sevk etmiş olur. Bu misalde günahın ve ayıbın açıklanması daha dar bir sınır içinde kalır.

Kanunların izinsiz dinleme ve görüntüleri kaydetmeyi yasaklaması durumunda -aksine bir zaruret bulunmadıkça- bu yasağa uymak gerekir. İslam ahlakına göre de insanların gizledikleri davranışlarını bilmek ve görmek için teşebbüste bulunmak (tecessüs) menedilmiştir. Ama gizlenen kusur ve günah kamuyu ilgilendiriyor ve bilinmemesi kamuya zarar veriyorsa devreye "zaruret" girer ve zaruri olarak tespit ve gerektiği kadar teşhir edilir.

Ülkemizde ve dünyada zaman zaman gizliliklerin ortaya çıkarıldığı, rezaletlerin haber veya görüntü olarak teşhir edildiği oluyor. Bu teşhirler, yukarıda açıklanan kurallara uygun -bu manada meşru- ise denecek bir şey yoktur; gereken yapılmıştır. Uygun değilse elbette yapılan da ayıptır, günahtır...

Dikkatimiz çeken husus şudur: Adam kamu hizmetine talip, kendini namuslu, iffetli, dürüst... gösteriyor, halbuki öyle değil ve bu da birileri tarafından tespit edilip açığa konuyor. Bu durumda insanlar ikiye ayrılıyor: Bir grup yalnızca skandalı diline dolayıp bundan faydalanmaya bakarken diğer grup da yalnızca tespit ve teşhir edenleri kınamakla meşgul oluyor.

Doğrusu olaylara daha geniş bir çerçeveden bakmak, tarafsız olmak, hakkın ve erdemin gerektirdiği gibi davranmaktır (Y. Şafak, 12 05 2011).

Şimdi sorulara geçelim:

« Baykal'ın ve MHP'li milletvekillerinin bel altı kasetlerinin teşhir edilmesinin caiz olduğunu söyleyen Hayrettin Karaman... »

-Yazıyı okudunuz; benim böyle bir şey söylediğim yok.

« Verdiğiniz fetvanın bugün de arkasında mısınız? »

-Yazdığım yazıyı tekrar yayınladım, arkasındayım.

« Verdiğiniz fetvanın arkasındaysanız aynı fetvayı neden bugün de hatırlatmıyorsunuz? »

-Yalnızca hatırlatmadım, tamamını bir daha yayınladım.

« Yoksa size göre İslam, Baykal ve MHP'liler söz konusu olduğunda farklı, Başbakan Erdoğan ve yakınları söz konusu olduğunda farklı bir ilke mi koyuyor? »

-Bu soruyu şahsıma hakaret olarak algılıyorum; bana böyle bir soruyu sorduğu için -beni tanıdığını sandığım- yazarı kınıyorum. Ben bildiğim kadarıyla İslamî kuralları aktardım. Bu kuralları anılan şahıslara uygulamadım. Kurallar ortada, iddialar da ortada; önce iddialar sabit olacak, sonra kurallar dairesinde davranılacak. Bana göre Başbakan'a yöneltilen ithamlar sabit değildir; bunu kendime yapılan ve yapılacak olanlardan biliyorum. Eğer bir suçun, günahın ve ayıbın açıklanmasının İslamî şartları oluşursa babamın oğluna da farklı davranmam.

14.03.2014


(Site Editörünün Notu: Bu makalenin grafik versiyonu da bulunmaktadır, buradaki resime tıklayarak indirebilirsiniz:)



Buradaki iki mavi çizgi arası içerik site editörünce konulmuştur ve rastgele çıkmaktadır. İçeriğini onayladığımız anlamına gelmez, dikkatli davranın.

  Şu anda sayfası gösterilen kitap.
Önceki Makale
Sonraki Makale
Makale Listesi
Site Sayfaları
Ana Sayfa
Hakkında
Makaleleri
Kitapları
Soru Konuları
Soru Listesi
Hayrettin Karaman`ın Sohbetleri
Şiirleri
Bestelenmiş ve Seslendirilmiş Şiirleri
Bütün site içeriğinin genel kelime indeksi.
Sitede Arama
Hayrettin Karaman'ın Siteye Son Eklenen Yazıları
E-posta
Siteyi Link ve Kaynak Gösterimi
m.HayrettinKaraman.net Mobil-Metin Versiyonu Hakkında

Facebook Sayfası:

Bulunduğunuz Sayfayı:



Sayfa başına gider Siteden rastgele bir sayfa seçer. Hafızadaki önceki sayfaya döner Hafızadaki sonraki sayfaya döner
   
Önceki Makale Sonraki Makale Makale Listesi