HayrettinKaraman.net Site Ana Sayfasına Geçiş Facebook Sayfasına Geçiş Twitter Sayfasına Geçiş instagram Sayfasına Geçiş YouTube Sayfasına Geçiş
Siteden rastgele bir sayfa seçer. Hafızadaki önceki sayfaya döner Hafızadaki sonraki sayfaya döner
 


Alimlerin ihtilafı rahmet mi zahmet mi?

"Alimlerin (müctehidlerin) ihtilafı rahmettir" mealinde bir hadis rivayet edilir, ama hadis alimleri bu rivayetin sened yönünden sahih olmadığında ittifak etmişlerdir. Bazı alimler de "Bu rivayetin sahih bir senedi yoksa da manası uygundur" derler.

Peki manası nedir?

Manası şudur: Müctehidler, vahyin açıkça belirlemediği din hüküm ve kurallarını, ihtiyaca binaen bulmak için çaba gösterirler ve eşyanın tabiatı icabı da hepsi aynı sonuca ulaşamazlar. Bir konuda birden fazla ictihad ortaya çıkar. Burada ihtilaftan maksat "alimlerin veya ümmetin birbirine düşmesi değil, birden fazla fikrin, çözüm teklifinin ve ictihadın ortaya çıkması" demektir.

Bu manada ihtilafın rahmet olabilmesi için ümmetin (müctehid ve alim olmayan müminlerin) bu ictihadlar karşısında muhayyer olması, dilediğini alıp onunla amel edebilmesi gerekir. Aksi takdirde; yani ümmet, bir tek müctehidin bütün ictihadlarını bir bütün olarak benimsemeye ve ancak onunla amel etmeye mecbur tutulursa ihtilaf rahmet (kolaylık, genişlik, çözüm bolluğu) olmaz, darlık olur.

Bir de alimlerin ittifakından (icmadan) söz edilir. Eğer müctehidler bir din hükmünde ittfak ederlerse elbette bunun bir manası ve otoritesi olacaktır. Fakat yüzbinlerce ihtilaflı ictihada karşı üzerinde ittifak edilen ictihadlık hüküm sayısı oldukça azdır.

İhtilafın rahmet olabilmesinin önemli bir şartı da müctehidlerin ve onlara tabi olanların birbirine karşı durum ve tutumlarıdır:

İctihad ile ilgili bazı sahih hadislerde "Müctehid, Allah'ın muradı olan hükmü bulmuş olursa iki, bulamaz da yanılırsa bir sevap alır" denmiştir. Şu halde ictihadı hatalı bile olsa bir müctehid ve ona tabi olanlar ictihad ile amel ettiklerinde "kulluk vazifelerini yerine getirmiş oluyorlar". İlk üç nesilden intikal eden usulü kullanmak şartıyla, "usule dayalı" bütün ictihadlar meşrudur ve hiçbir müctehidin "daima haklı ve isabetli olma" imtiyazı yoktur.

Durum böyle olunca hem müctehidler ve alimler hem de onlara tabi olanlar birbirine bu nazarla, bu mana ve hüküm çerçevesinde bakmak ve ilişki kurmak durumundadırlar. Nasıl fıkıh mezheblerine (ictihadlarına) tabi olanlar (mesela bir Hanefî bir Şâfi'îye) kardeş olarak bakmış, isabetli olsun hatalı olsun ictihada saygı göstermiş ise bugün de alimlerin, usulü dairesinde ortaya koydukları düşünce ve çözümlerine -hem onların hem de tabilerinin- saygı göstermeleri ve farklı düşünceler yüzünden birbirlerine düşmemeleri, düşman olmamaları, tefrikaya sapmamaları gerekir.

Peki böyle oluyor mu? Alimler birliği oluşuyor mu? Alimlerin farklı düşünce ve çözümleri rahmet mi oluyor, zahmet mi?

Cevap gelecek yazıda, inşALLAH.

08.12.2013



Buradaki iki mavi çizgi arası içerik site editörünce konulmuştur ve rastgele çıkmaktadır. İçeriğini onayladığımız anlamına gelmez, dikkatli davranın.

  Şu anda sayfası gösterilen kitap.
Önceki Makale
Sonraki Makale
Makale Listesi
Site Sayfaları
Ana Sayfa
Hakkında
Makaleleri
Kitapları
Soru Konuları
Soru Listesi
Hayrettin Karaman`ın Sohbetleri
Şiirleri
Bestelenmiş ve Seslendirilmiş Şiirleri
Bütün site içeriğinin genel kelime indeksi.
Sitede Arama
Hayrettin Karaman'ın Siteye Son Eklenen Yazıları
E-posta
Siteyi Link ve Kaynak Gösterimi
m.HayrettinKaraman.net Mobil-Metin Versiyonu Hakkında

Facebook Sayfası:

Bulunduğunuz Sayfayı:


 
Sayfa başına gider Siteden rastgele bir sayfa seçer. Hafızadaki önceki sayfaya döner Hafızadaki sonraki sayfaya döner
   
Önceki Makale Sonraki Makale Makale Listesi