Açık büfe israfı İslami ve/veya insani hassasiyeti olanlar "kendine iyi bak"çı olmazlar. Çünkü bu ifade egoizmin, benciliğin, merhametsizliğin, bireysel takılmanın sembol cümlesidir. İnsan gibi insanlar bireylerin, ancak öteki bireyler ile ahlak temelli nice ilişkiler içinde var olabileceklerini ve insan olmanın gereğinin de bu olduğunu bilirler. Ben kendime iyi bakayım, öteki beni ilgilendirmesin, öteki de yalnızca kendine iyi baksın, başkası onu ilgilendirmesin... böyle insan topluluğu olur mu? Ben doydum, giyindim ve ısındım, başkası aç, çıplak ve üşüyor; bende ihtiyacımdan fazlası var, bununla acın, çıplağın ve üşüyenin ihtiyacını gidermiyorum, öylece bakıp seyrediyor ve kendime iyi bakmaya devam ediyorsam, Müslüman olmak bir yana "ben insan" olur muyum? Lüks otellerde, lokantalarda ve davetlerde açık büfe yiyecek ve içecek sunuluyor. Açık büfe uygulamasının amacı, herkesin istediğinden, ihtiyacı kadarını almasını sağlamak, insanlara istemediğini veya ihtiyacından fazlasını sunmayı engellemek olmalıdır. Gel gör ki, henüz akıl ve iradesini insan gibi kullanmasını öğrenememiş olanlar tabakları tepeleme dolduruyorlar, çatlayıncaya kadar yiyorlar, aldıklarının yarısı artıyor ve bu da çöpe gidiyor. Dünyada bir tane aç, açık, yoksul olmasa bile bu yapılan israftır, tabiata karşı işlenmiş cinayettir, gelecek nesillerin hakkına tecavüzdür. Kaldı ki bugün dünyada açların ve ihtiyaç içinde ıstırap çekenlerin sayısı toklardan, tuzu kuru olanlardan kat be kat fazladır. Bunları düşünmeden "ağzı serbest bırakılmış harman öküzleri gibi" tıkınmanın İslam ahlak ve âdabı ile insanlık vicdanına uygun düşmeyeceği bilinmiyor mu? Bu uygunsuzluk tıkınanları ve dökenleri rahatsız etmiyor mu? Bizim (Müslümanların) ahlak ve âdâbına ve bize bunu öğreten Sevgi ve edeb rehberimizin sünnetine geldiğimizde O (s.a.) bize şunu söylüyor: "Irmak kenarında abdest alsanız bile suyu israf etmeyin, boşuna harcamayın". Geçende bir yaran sofrasında yemek yiyorduk, ben yeterince yiyip durdum, hane sahibi şu kabı "sünnetleyelim" dedi; yani "kalanı da yiyip kabı boşaltalım" diyor. Ben de şöyle dedim: "Asıl sünnet, doyduktan sonra, hatta doymaya yakın yemeyi bırakmaktır." Doyduktan sonra yemeye devam edip kabı silip süpürmek yerine artanı, fazlayı muhtaca vermek asıl sünnet iken Müslümanların bu kavramı kullanarak "doyduktan sonra da yemeye devam etmeleri" ahiret alameti olsa gerektir. Allah verdiği nimetlerden bizi sorguya çekeceğine yemin ediyor. Bu sorguda "nimetten kendin istifade ettiğin gibi insan kardeşlerine de el uzattın mı" sorusu mutlaka vardır. 04.07.2013
Buradaki iki mavi çizgi arası içerik site editörünce konulmuştur ve rastgele çıkmaktadır. İçeriğini onayladığımız anlamına gelmez, dikkatli davranın.
|