HayrettinKaraman.net Site Ana Sayfasına Geçiş Facebook Sayfasına Geçiş Twitter Sayfasına Geçiş instagram Sayfasına Geçiş YouTube Sayfasına Geçiş
Siteden rastgele bir sayfa seçer. Hafızadaki önceki sayfaya döner Hafızadaki sonraki sayfaya döner
 


Yeni kabinede Milli Görüş çizgisi mi?

Muhalefet ne pahasına olursa olsun her şeye muhalif olmak, daima olumsuz yönden bakmak ve iyi olana, doğru olana "iyi ve doğru" dememek midir? "Şunlar doğru, iyi, destekliyoruz, şunlar ise yanlış, doğrusu da şudur" demek yok mu? Öyle bir muhalefetten ülkeye hayır gelir mi?

Bu konu üzerinde muhalefetin bir daha düşünmesi gerekiyor.

Gazetecilik de ne pahasına olursa olsun (ülkeye, halka yararlı olsun, zararlı olsun) okuyucu/para kazanmayı ön plana almak mıdır?

Medya da bu soru üzerinde bir daha düşünmelidir.

Sayın Başbakan, her gün, çeşitli alanlarda ilmi çalışma yapan ortalama üç yüz ilim yolcusunun gelip istifade ettiği büyük bir kütüphaneye sahip olan ve Türkiye'ye ilk defa telif bir İslam Ansiklopedisi kazandıran (kırk küsür ciltte bitecek, şu anda 36. cildi basılıyor), başarılı lisans üstü öğrencilere ciddi burslar veren İSAM'ı (Diyanet Vakfı'na bağlı İslam Araştırmaları Merkezi'ni) ziyaret ediyor, yetkililerden bilgi alıyor, problemlerini dinliyor; bir gazete çaktırmadan çektiği uğurlama anına ait fotoğrafı basıyor ve altına da uydurma bir haber yazıyor: "Milli Görüş çizgisine kayan kabinenin ilk toplantısından önce Başbakan filan yerde, filanlarla uzun bir görüşme yaptı..."

Bu mu gazetecilik?

Yeni kabine belli olur olmaz medyada bu "Milli Görüş çizgisine kayma" hikayesi patlatıldı.

Bu bilgisizlik mi, fesatçılık mı?

Önce "bilgi" yönüne bakalım.

AK Parti'nin kurucuları ve mensuplarının büyük çoğunluğu vaktiyle "Milli Görüş" çizgisinde değil miydi? Bunlar o çizgiden (veya o çizgiye mensup olanların siyaset anlayışlarından) ayrılıp yeni bir parti kurdular ve iktidar oldular. Siyasetin muhtevası ve yöntemi bakımından aradaki fark da apaçık ortada. Koca gövde, eskide kalmış ilişki dolayısıyla Milli Görüş çizgisinde olmuyor da, gövdeye mensup bir iki uzuv bakan olunca mı parti veya kabine Milli Görüş'e kayıyor!

Maksat fesatçılık, ortalığı karıştırma, bazı yerlere mesaj gönderme ise bu da gazetecilik değil, bir çeşit militanlıktır, ayıptır ve haysiyetli bir basın mensubunun yapmayacağı bir şeydir.

Ne yazık ki, her gün medyaya göz atıp kulak verildiğinde bu ayıpların, bu skandalların neredeyse hakim çizgi haline geldiğini görüyor, bundan da rahatsız olu-yoruz, ne hallere düştük, ahlak ve etik nerelerde kaldı diye hayıflanıyoruz.

Bir de basın ahlakı kavramı, bu kavram çerçevesinde oluşmuş kurum ve kuruluşlar var. Bunlar da işlerine geldiğinde "ayıp, etik ve şık değil" diyorlar, işlerine gelmediğinde basın özgürlüğüne sığınarak rezilliklerin (yalanların, iftiraların, saptırmaların, tahriklerin, yağcılıkların...) üstünü örtüyorlar.

Yazık, çok yazık!

07.05.2009



Buradaki iki mavi çizgi arası içerik site editörünce konulmuştur ve rastgele çıkmaktadır. İçeriğini onayladığımız anlamına gelmez, dikkatli davranın.

  Şu anda sayfası gösterilen kitap.
Önceki Makale
Sonraki Makale
Makale Listesi
Site Sayfaları
Ana Sayfa
Hakkında
Makaleleri
Kitapları
Soru Konuları
Soru Listesi
Hayrettin Karaman`ın Sohbetleri
Şiirleri
Bestelenmiş ve Seslendirilmiş Şiirleri
Bütün site içeriğinin genel kelime indeksi.
Sitede Arama
Hayrettin Karaman'ın Siteye Son Eklenen Yazıları
E-posta
Siteyi Link ve Kaynak Gösterimi
m.HayrettinKaraman.net Mobil-Metin Versiyonu Hakkında

Facebook Sayfası:

Bulunduğunuz Sayfayı:


 
Sayfa başına gider Siteden rastgele bir sayfa seçer. Hafızadaki önceki sayfaya döner Hafızadaki sonraki sayfaya döner
   
Önceki Makale Sonraki Makale Makale Listesi