Sıra sana da gelir Askerin siyasete karışmasına karşı olmadıkça demokrat da olamazsınız. Ama siyasete karışmayı ikiye ayırır, iktidarın aleyhine olursa tasvip eder, en azından ses çıkarmazsanız, kendi aleyhinize olunca cayırtıyı koparırsanız "size samimi demokrat" denemez. Bu ülkede iktidarın muhalifleri ile bunların içinden İslam'ın da muhalifleri bakın neler yaptılar: Halkın oyuyla iktidara gelemeyince askeri tahrik ettiler, darbeye zemin hazırladılar, sonunda demokrasiyi yıkıp sözüm ona -geçici bir süre için ve antidemokratik yöntem ve payanda ile- iktidara geldiler. Bol keseden attıkları vaatlerini yerine getiremediler, zaten halktan kopmuş, onun değerlerine yabancılaşmış idiler, ilk seçimde hadleri bildirildi, müzmin muhalefet vazifelerine geri döndüler. Halkın büyük çoğunluğunun serbest olmasını istediği başörtüsüne karşı çıktılar, bunu demokrasi yoluyla elde edemeyince yine askeri yardıma çağırdılar, bu konuda tarafsız olamayan yargıyı imdada çağırdılar, Atatürk'ü, bayrağı ve laikliği istismar ettiler, bindirilmiş kıtaları meydanlara topladılar... Halkın seçtiği, demokrasi tarihimizin en iyi temsil oranını elde etmiş bulunan son meclis sayın Gül'ü cumhurbaşkanı seçmek istedi. Demokrasinin tabii sonucu olan bu iradeye karşı çıktılar, yine askeri, hazır kıtaları, yargıyı... devreye soktular. Halk ağızlarının payını verdi ve sonunda milli iradenin dediği oldu. Demokrasi işlerine gelmeyince onun üstünü "antidemokratik siyah şal ile örten" bu kesimlerin sabıkaları saymakla bitmez. Ama ne oldu? Kimsenin beklemediği bir şey oldu; asker bu defa kendini muhalefete karşı savundu, yapılan eleştirilerin dozunun kaçtığını, haksız olduğunu, askerin terörle mücadele azmine hainlerden daha fazla zarar verdiğini... ifade etti. Askerin bu davranışına ilke olarak (askerin siyasete karışmaması, siyasilere baskı yapmaması, siyaseti seçilenlerin ve demokratik aktörlerin yapması ilkesi) karşı çıkılabilir ve çıkılmalıdır. Ama madalyonun bir de öteki yüzü var: 1. Muhalefet haddi aşmış, iktidarı yıpratmak adına doğru ve uygun olandan sapmıştır. 2. Eleştiri adına söylenen sözlerin bir kısmı gerçekten mücadele azmine zarar verebilecek sözlerdir. 3. Asker açıklamasında muhalefete "hain" dememiştir; "söylenenlerin hainlerin yaptıkları kadar zararlı olduğu" ifade edilmiştir. Bu ikisi aynı olmadığı halde askeri sözle dövmek isteyenler "hain dedi" diyerek hileye başvurmuşlardır. Sonuç: Tutarlı olalım, bir davranış hukuka ve demokrasiye aykırı ise "bana dokunmayan yılan bin yaşasın" demeyelim; çünkü sıra bir gün hepimize gelebilir. 07.03.2008
Buradaki iki mavi çizgi arası içerik site editörünce konulmuştur ve rastgele çıkmaktadır. İçeriğini onayladığımız anlamına gelmez, dikkatli davranın.
|