HayrettinKaraman.net Site Ana Sayfasına Geçiş Facebook Sayfasına Geçiş Twitter Sayfasına Geçiş instagram Sayfasına Geçiş YouTube Sayfasına Geçiş
Siteden rastgele bir sayfa seçer. Hafızadaki önceki sayfaya döner Hafızadaki sonraki sayfaya döner
 


3- Mezheb Taassubu:
Devrin bir hususiyeti de mezheb taassubunun kuvvetlenmesi ve mezhebler arasındaki müsamaha rûhunun sönmesidir. Önceki devirlerde çeşitli müctehidler, bazı zamanlarda bunların mezhebleri ve tâbileri bulunmasına rağmen taassup ve düşmanlık yoktu. Müctehidler birbiriyle temas ediyor, faydalanıyor, ilmî ölçüler içinde yekdiğerini tenkîd veya takdîr ediyorlardı.
Üçüncü hicrî asırdan itibaren başlayan mezheb taassubu(12) zamanla kuvvetlenmiş, düşmanlığa dönüşmüştür. Taassubun çeşitli sâhalardaki tezahürleri şöyle olmuştur:

a) Tefrika, fitne, mukatele ve tahrîb:
Mutaassıp ve mukallid bazı mezheb sâlikleri, başka mezhebe müntesip bir imama uyarak namaz kılmanın sahih olmayacağına, çeşitli mezheblere sâlik bir erkekle bir kadının nikâhlarının sıhhatinde şüphe bulunduğuna... hükmederek İslâm camiasının birliğini zedelemişlerdir. İş bununla da kalmamış, Bağdad'da şâfiîlerle hanbelîler, Merv, Isfahan ve Rey bölgelerinde şâfiîlerle hanefîler def'alarca vuruşmuş, yekdiğerlerinin mahalle ve meskenlerini tahrîb etmiş, gâlib gelenler mağlub olanları günlerce sokağa çıkarmamışlardır. İmam Taberî, Ahmed b. Hanbel'in farklı görüşlerini, bu mevzûdaki eserine almadığı için hanbelîler tarafından evi taşlanmış, vefat ettiği zaman da ancak gece evine defnedilebilmiştir.
b) Gerçekle karşılaşılmasına
rağmen hatada ısrar:
Mukallid, sözüne uyduğu imamın görüşlerini incelemediği, bu uyuşu bir tercîhe istinad etmediği, ilim ve akıldan çok his ve telkine bağlı bulunduğu için, Kitab ve Sünnetten kuvvetli bir delîle istinad eden, fakat mezhebine uymayan bir hükümle karşılaştığı zaman "eğer bu dediğiniz gibi olsaydı benim imamım onu bilir ve benimserdi..." gibi delilsiz iddiâlarla gerçeğe sırt çevirir. Halbuki sahâbe de dahil olmak üzere her nesilden büyük müctehidlerin bilemediği nice delil ve hükümler olmuştur.

c) Mezheb imamlarına, ictihad yoluyla
muhalefet edenlere cephe almak:
Kendi imamlarından başkalarının ne imâmetine, ne de fazîletine râzı olan müteassıblar, ictihad ehliyetini elde ettiği için, imamlarına bağlanmadan dinî mesâil üzerinde fikir yürüten bir kimseye raslayınca -hadleri olmadığı halde- onun ehliyetini inkâr etmiş, insafsız tenkidlerini yöneltmiş ve ellerinde delil bulunmadığı halde böyle kimseleri doğru yoldan ve cemâattan ayrılmakla suçlamışlardır.

d) İctihada karşı çıkmak:
Taklîd ve taassubun en büyük zararı ictihad faaliyetini durdurmuş olmasıdır diyebiliriz. Dördüncü asırdan önce hem farz, hem de çok şerefli bir ilim pâyesi telâkki edilen ictihad, nazarî bakımdan olmasa bile tatbikatta -dördüncü asırdan sonra- garîb ve münker bir iş gibi karşılanmış, dinî gayret ve medenî cesaret sahibi bazı müctehidler, bu sıfatlarıyla ortaya çıktıkları zaman kendilerine cephe alınmış ve hakaretlere maruz kalmışlardır. İbn Teymiyye, Süyûtî, Behâeddin Merânî, Şevkânî gibi âlimleri burada örnek olarak hatırlayabiliriz.
İctihad hukukun hayatı demektir. İctihadsız bir hukuk sisteminin ve bilhassa İslâm hukukunun gelişmesi ve yaşaması mümkün değildir. Bizim "bir hukuk sisteminin yaşamasından" maksadımız onun cemiyet hayatına girmesi, yaşanması, tatbik edilmesi demektir. Taklîdde ısrar, ictihada karşı aksülamel zamanla hukukun donmasına, yürüyen hayata ayak uyduramamasına sebep olmuş, İslâm âleminin birçok yerlerinde şer'î hükümlerin ya toptan veya kısmen terkine, bunların yerine yabancı menşe'li sistemlerin kabul edilmesine yol açmıştır.(13)


12. Taklîd: Delil ve kaynağını bilmeden bir âlimin görüşünü (mezhebini) benimsemek, onu uygulamaktır.
Mezheb taassubu: Bir mezhebe sımsıkı sarılmak, daha doğru ve uygun bir hükmün başka bir mezhebde olduğu ortaya çıksa bile bağlandığı mezhebi terketmeyecek bir rûh haleti içinde bulunmaktır.
13. H. K., İslâm Huk. Mezhebler, s. 17-19. (Bu kitapta diğer kaynaklara işaret edilmiştir.)



Buradaki iki mavi çizgi arası içerik site editörünce konulmuştur ve rastgele çıkmaktadır. İçeriğini onayladığımız anlamına gelmez, dikkatli davranın.

  Şu anda sayfası gösterilen kitap.
Bu Kitapta:
Önceki Başlık
Sonraki Başlık
İçindekiler
Site Sayfaları
Ana Sayfa
Hakkında
Makaleleri
Kitapları
Soru Konuları
Soru Listesi
Hayrettin Karaman`ın Sohbetleri
Şiirleri
Bestelenmiş ve Seslendirilmiş Şiirleri
Bütün site içeriğinin genel kelime indeksi.
Sitede Arama
Hayrettin Karaman'ın Siteye Son Eklenen Yazıları
E-posta
Siteyi Link ve Kaynak Gösterimi
m.HayrettinKaraman.net Mobil-Metin Versiyonu Hakkında

Facebook Sayfası:

Bulunduğunuz Sayfayı:



Sayfa başına gider Siteden rastgele bir sayfa seçer. Hafızadaki önceki sayfaya döner Hafızadaki sonraki sayfaya döner
   
Bu Kitapta: Önceki Başlık Sonraki Başlık İçindekiler