B- Tarifi, Çeşitleri ve Çerçevesi Helâl, yasak olmayan, serbest sâhayı ifade eder; bunun tabanında "yapana sevap, yapmayana günah olmayan" mübah vardır, sonra sırasıyla müstehab, vâcib, farz gelir. Helâl, mübahın sınırında son bulur. Bundan sonra mekruh ve haram vardır. Bunların ikisinin de yapılmaması Şârî tarafından istenmiştir. Ancak mekruhta kesinlik yoktur, haramda ise kesinlik vardır; haram ve mekruh işleyen dünyada kınanır, bazı cezalara müstehak olur, ahirette ise azâba uğrar. Mekrûhu haramdan ayıran ölçü hanefilere göre delilin haramda kat'î (kesin), mekruhta zannî olmasıdır.1 Diğer müctehidlere göre yasaklama iradesinin mekruhta sert ve kesin olmaması, haramda ise sert ve kesin olmasıdır. Haram kılınan şey veya fiil, kendisinde bulunan, hiç ayrılmayan bir zarar, kötülük ve pislik sebebiyle haram kılınmış ise buna "li-aynihî haram" denir. Kendi tabiat ve vasfından değil de kazanma şekli ve yolu gibi dıştan bir sebeple haram ise "li-gayrihî haram" denir. Domuz ve şarap birincisine, çalınmış ekmek, gasbedilmiş para ikincisine örnektir.
1. İmam Muhammed'e göre her mekruh haramdır; ancak delili kat'i olmadığı için bu imam "mekruh" tabirini kullanmıştır. Ebu Hanife ve Ebû Yûsüf'e göre ise mekruh haram değil, harama yakındır. (Bak. Fethü'l-Kadir, Mısır, 1318. C. VIII, s. 80)
Buradaki iki mavi çizgi arası içerik site editörünce konulmuştur ve rastgele çıkmaktadır. İçeriğini onayladığımız anlamına gelmez, dikkatli davranın.
|