HayrettinKaraman.net Site Ana Sayfasına Geçiş Facebook Sayfasına Geçiş Twitter Sayfasına Geçiş instagram Sayfasına Geçiş YouTube Sayfasına Geçiş
Siteden rastgele bir sayfa seçer. Hafızadaki önceki sayfaya döner Hafızadaki sonraki sayfaya döner
 


Sigorta Sistemi ve Sigorta Akdi
I. Hakkında İslâmî nas bulunmayan ve yeni bir mesele olan sigorta:
Hukuk âlimleri sigorta sistemi ile sigorta akdini birbirinden ayırıyorlar; çünkü sigorta sistemi teknik kaidelere sahip umûmî bir nazariyeye dayanan, içtimaî ve iktisadî tesirleri bulunan bir düşünce ve mekanizmadır. Sigorta akdi ise: Sigorta sisteminin tatbiki mâhiyetinde olup akit yapanlar arasında karşılıklı haklar doğuran bir tasarruftur.
1. Hukukçuların kabûl ettiği umûmî nazariyeye göre sigorta sistemini şöyle tarif etmek mümkündür: İstatistik kaide ve esaslara bağlı bir tekniğe dayanarak akitleri düzenleyen bir müessese vasıtasiyle, kazâ ve kayıpların zararını telâfi etme husûsunda yardımlaşmayı gâye edinmiş, karşılıklı ödeme esasına dayanan akdî bir sistemdir.
2. Suriye Medenî kanununun 713. ve (küçük ifade farkları ile beraber) Mısır Medenî Kanununun 747. maddelerine göre; sigorta akdinin tarifi de şöyledir: Sigortacı ve sigortalı isimleri verilen iki taraf arasında, ikincinin birinciye ödeyeceği prim veya herhangi bir mal karşılığında, birincinin (sigortacının) da ikinciye (sigortalıya), akitte yazılı kazâ veya hâdise vukûbulunca muayyen bir meblâğı ödemesi mecbûriyetini (borcunu) getiren bir akittir.
Asrımızda sigorta iki fert arasında cere
yân etmiyor; birçok sigortalının kendileriyle muamele yaptığı büyük anonim şirketler yürütüyor bu işi. Sigortalıların ödediği primlerden büyük meblâğlar birikiyor; sigortacı şirket, sigortaya mevzû teşkil eden hâdise vukubulunca, sigortalıya hakettiği tazmînâtı o meblâğdan ödüyor, şirketin sermâyesi ihtiyat ve teminât akçesi olarak kalıyor ve toplanan primler ile ödenen tazmînât arasındaki fark şirketin kârı oluyor.
Hukukî mefhumu ve umûmî nazariyesi ile sigorta akdi, iki tariften de açıkça anlaşıldığı üzere, eskiden bilinmeyen, yeni doğmuş bir akittir. Bu akit üzerinde araştırma yapan hukuk âlimlerinin açıkladıklarına göre; bunun Avrupa'da zuhûru mîlâdî on dördüncü asrın başlarına dayanmaktadır.
Bu akit, yeni doğmuş akitlerden olduğuna ve bu sistem, selefimiz olan İslâm hukuk âlimlerinin zamanlarında mevcut olmayan örfe istinat ettiğine göre; İslâm hukuk kaynaklarında onunla ilgili bir nas ve geçmiş fukahâmızda ona dair bir görüş bulamayacağımız tabiîdir.
Bu akit rizikolara karşı teminât ve tazmînât esasına dayanıyor. İlk nazarda bunda ğarar (meçhûl üzerine akit) şekli göze çarpıyor. İslâm hukuku açısından bakana göre; sigorta edilen riziko vukûbulmaz ise sigortacının -karşılığında bir şey vermediği için- prim almasının; eğer kazâ meydana gelirse, sigortalının- o kadar prim ödemediği halde, bütün zararı karşılayacak büyük bir meblâğı almasının câiz olmayacağı husûsu akla geliyor. İşte bu sebeplerle; mezkûr akit üzerinde İslâm hukuk âlimlerinin görüşleri farklı olmuştur. Ekseriyetin görüşünde ağır basan taraf; bu akdin haram olması ve kumar gibi kabûl edilmesidir.


 


Buradaki iki mavi çizgi arası içerik site editörünce konulmuştur ve rastgele çıkmaktadır. İçeriğini onayladığımız anlamına gelmez, dikkatli davranın.

  Şu anda sayfası gösterilen kitap.
Bu Kitapta:
Önceki Başlık
Sonraki Başlık
İçindekiler
Site Sayfaları
Ana Sayfa
Hakkında
Makaleleri
Kitapları
Soru Konuları
Soru Listesi
Hayrettin Karaman`ın Sohbetleri
Şiirleri
Bestelenmiş ve Seslendirilmiş Şiirleri
Bütün site içeriğinin genel kelime indeksi.
Sitede Arama
Hayrettin Karaman'ın Siteye Son Eklenen Yazıları
E-posta
Siteyi Link ve Kaynak Gösterimi
m.HayrettinKaraman.net Mobil-Metin Versiyonu Hakkında

Facebook Sayfası:

Bulunduğunuz Sayfayı:


 
Sayfa başına gider Siteden rastgele bir sayfa seçer. Hafızadaki önceki sayfaya döner Hafızadaki sonraki sayfaya döner
   
Bu Kitapta: Önceki Başlık Sonraki Başlık İçindekiler