HayrettinKaraman.net Site Ana Sayfasına Geçiş Facebook Sayfasına Geçiş Twitter Sayfasına Geçiş instagram Sayfasına Geçiş YouTube Sayfasına Geçiş
Siteden rastgele bir sayfa seçer. Hafızadaki önceki sayfaya döner Hafızadaki sonraki sayfaya döner
 


Modelin Hedefi:
Arzettiğimiz modelin asıl ve umûmî hedefi müslüman kitlelerin, sermâye toplama işine aktif ve müsbet bir şekilde iştirâk etmelerini sağlamak, bunun için imkân hazırlamaktır.
Hepimiz kabûl ediyoruz ki bugün kalkınmakta olan ülkelerin görülen ortak özelliği, eğitimde, içtimaî, iktisadî sâhalarda ıslâhat niyetleri ve teşebbüslerinin bulunmasıdır. Fakat çeşitli sâhalara ait problemler birbirine de bağlı ve bağlantılı olduğundan, bir kısmında meydana gelen olumsuz neticeler hemen diğerlerine de tesir ediyor ve yansıyor. Bu sebeple bazı devletler bu problemlerin hepsine birden yönelen âdeta bir umûmî seferberlik düşünüyorlar. Bunu da aynı anda bütün sâhalarda ıslâhata adım atmak sûretiyle gerçekleştirmeyi umuyorlar. Bu yolu tutan ülkelere bakınca şunu söyleyebiliyoruz: Bu ülkelerin harcadığı emek ve servet, onlara büyük bir kalkınma sağlamalı veya en azından onları, idarecilerin yahut o ülkelerin aradığı yolun başına getirmeliydi! Bu maksat niçin gerçekleşemedi?
Detaylara girmeden gerçeği ifade etmek üzere diyebiliriz ki, bu maksadın gerçekleşmemesi iki engele dayanmaktadır.
1. İnsan: Yüksek ıslâhat hedeflerine ayak uydurmasında aksaklıklar meydana getiren eski alışkanlıkları ve davranış kusurları devam eden insan. Bu kusur ve eksikliklerin başlıcaları:
a) İşi tesadüfe bırakmak. İşlerinde önce plân, sonra değerlendirme yapmamak.
b) Aldırmazlık ve nemelâzımcılık: Hep kendisini düşünmek, kendi çevresinde dönüp dolaşmak, diğerlerine, topluma ve bunların menfaatine fazla önem vermemek.
c) Olumsuzluk ve egoizm: İşler ve olaylar doğrudan doğruya kendini ilgilendirmedikçe "bana ne!" işaretini göstermek.
d) Şekilcilik ve taklit: An'anevî olan, rutin hâle gelen husûsları bir dereceye kadar taklit etmek ve devam ettirmek, böyle olmayanlarda en küçük vakit ve gayret sarfetmek istidadından uzak kalmak.
Fertlerin ahlâk ve davranışlarını dinamik hale getirmenin, gerekli işlerin en zorlusu olduğunu ispat için delîle bile hâcet yoktur. Güçlüğün düğüm noktası - gelenekteki araçlara takılıp kalırsak, işi dört duvar arasında öğretimle halletmeye kalkarsak- kısa bir zamanda bunun mümkün olmamasında gizleniyor. Sanırım bazı hükümetlerin değiştirme ve ıslâhat düşüncelerine hâkim olan tasavvurlardan, biz bu noktada çok farklı bir çizgideyiz.
2. Güçlüklerin ikincisi düzen ve organizasyon sâhasında yer alıyor. Plân ve organizasyonun rolü, ister zaman , ister kemmiyet noktasından olsun tek başına her projenin, kül hâlinde iktisadî piramit ile organize olarak yürümesine ve bağlantısına inhisar ediyor. Çeşitli kesimlerdeki uygulama aşama ve adımları arasındaki düzen ve uyuma uzanmıyor.
Şüphe yok ki çeşitli iktisadî kesimler arasında düzenli bir uyumun yokluğu, birçok projenin başarısında gedikler açıyor, aksaklıklar doğuruyor ve umulan neticenin alınamamasına sebep oluyor. Biz burada düzen ve uyum ile yalnızca plânlama yönünü değil, icrâ ve tatbikâtı da kastediyoruz. Çünkü icrânın da kül hâlinde düşünme, kapsamlı bir açıdan bakma gücüne ihtiyacı vardır.
Bu güçlükleri idrâk eden bazı devletler, onları yenmek için birinci dereceden önemli iki temel organda kendini gösteren bir strateji vazettiler:
a) Vatandaşlara kısa zamanda tesir etme ve onların davranış biçimlerini değiştirme hedefine yönelmiş siyasî ve idarî organizasyon.
b) Küllî ve umûmî bakış fırsatını da elinde bulundurmakla beraber yerinden yönetimcilik (adem-i merkeziyetçilik) sâyesinde nisbî olarak hareket imkanı bahşeden bir mahallî idare düzeni.
Hükûmetin stratejisi ülkenin bütün bölgelerine uzanınca, umûmîliğin tabîî neticesi olarak tatbikâtta bazı aksaklıklar ve hatâlar olmaktadır.
İşte üzerinde durduğumuz neviden kuruluşların önemi buradan gelmektedir. Bunların hedefi, büyük ölçüde devletin hedefine uygun düşmektedir. Hattâ şöyle demek bile mümkündür: Proje sadece hükûmet stratejisinin boşluklarını doldurmakla kalmayacak, kalkınma siyâsetini de destekleyecektir; başka bir deyişle bu kuruluşlar, sermâye teşkiline katılmayı kolaylaştırmak için - bir yandan kişilerin davranış biçimlerini değiştirme ve onlara tesir etmeye, diğer yandan plânın hedeflerini düzenlemeye yarayacak- imkân ve vâsıtaları hazırlamayı üzerine almaktadır.
Bu kuruluşlar hedeflerini gerçekleştirmek maksadıyle kendisine üç vazife yüklemiş veya üç prensip kabûl etmiştir:
1. Tasarruf eğitimi: Bundan maksat fertlere, gelirlerini hem kendilerine, hem de cemiyete fayda getirecek şekilde kullanma yollarını göstermektedir.
2. Kredi eğitimi: Bundan maksat vatandaşları büyük üretim ve kat kat semere almak üzere (faizsiz) kredi kullanmaya alıştırmaktır.
3. Yatırım faâliyetinin önüne çıkan güçlükleri yenmek.
Tasarruf eğitimi önemlidir; bilhâssa devlet ve toplum israf hastalığına tutulmuş iken, fertlerin gelirlerinin durmadan arttığı ülkelerde... Burada üretim ve kalkınmanın geleceği tehlike altındadır. Tasarruf eğitiminin tesiri yalnızca üretim güçlerinin oluşturulması ve değerlendirmek maksadıyla devreye sokulması noktasında durmaz; toplumlara üretim terbiyesi vermek, üreticiliğin mânâsını idrâk etmelerini sağlamak noktasına da uzanır; bunun ise sermâye birikiminde büyük tesiri vardır.
Kredi eğitimi için de durum aynıdır. İktisadın bünyesi bakımından üretim kredisinin önemini hepimiz biliriz.
Yatırımın önüne çıkan güçlükleri yenme meselesine gelince: Biliyoruz ki, sermâye oluşturma işinde yalnızca tasarrufları toplamak, üretim için kredi ve borç vermek kâfi değildir; çünkü sermâye oluşturmanın önünde, mâlî olmayan birçok güçlük daha vardır. Bilhâssa geri kalmış ülkelerde bunların en önemlileri psikolojiktir: Kendine güvenmemek, itici güçlerin, teşviklerin bulunmaması gibi.
Şimdi size kısaca modelimizi arzedelim: Daha başta dikkat çekmek isteriz ki bu kuruluş:
a) Malın arz ve talebi arasında bir vâsıta olarak.
b) Ekonomik eğitimde bir merkez olarak.
c) Sermaye toplamada ortaya çıkan güçlükleri yenmek için aktif ve gayretli bir aracı olarak faâliyet gösterir.


 


Buradaki iki mavi çizgi arası içerik site editörünce konulmuştur ve rastgele çıkmaktadır. İçeriğini onayladığımız anlamına gelmez, dikkatli davranın.

  Şu anda sayfası gösterilen kitap.
Bu Kitapta:
Önceki Başlık
Sonraki Başlık
İçindekiler
Site Sayfaları
Ana Sayfa
Hakkında
Makaleleri
Kitapları
Soru Konuları
Soru Listesi
Hayrettin Karaman`ın Sohbetleri
Şiirleri
Bestelenmiş ve Seslendirilmiş Şiirleri
Bütün site içeriğinin genel kelime indeksi.
Sitede Arama
Hayrettin Karaman'ın Siteye Son Eklenen Yazıları
E-posta
Siteyi Link ve Kaynak Gösterimi
m.HayrettinKaraman.net Mobil-Metin Versiyonu Hakkında

Facebook Sayfası:

Bulunduğunuz Sayfayı:



Sayfa başına gider Siteden rastgele bir sayfa seçer. Hafızadaki önceki sayfaya döner Hafızadaki sonraki sayfaya döner
   
Bu Kitapta: Önceki Başlık Sonraki Başlık İçindekiler